Bazen yolda ilerleyen yorgun insanlar görürsünüz, ardında sürüklemekten bıktığı, yüzünün mimiklerinden belli olan, tekerleği tıkır tıkır ses yaparak gelip geçtiğini çevreye duyuran bir aksak bavulla önünüzden geçer gider. Her zaman yolda gördüğünüz bir manzaradır bu. Önemsemezsiniz. Dikkatlice baksanız o yoldan geçenin gözlerine, yorgun yüz hatllarının ardında sevinç mi, hüzün mü sakladığını bilebilirsiniz.
Uzak diyarlarda ızdırapları bırakıp sevdiklerinin yanına geliyorsa, yorgun sevinç ışıltıları vardır gözbebeklerinde. Uzak diyarlara sevdiklerini, güzel anılarını bırakıp da belirsizliğin girdabına doğru ilerliyorsa, göz bebeklerinde, yorgunluklardan dolayı kırışmış yüz hatlarında tedirginliğin, bezginliğin, tereddüdün saklandığını farkedebilirsiniz. İşte o an cesaretlenip de o yorgun yolcuyu "gel kardeş biraz soluklan şurada, bir çayımı iç de dinlen." diyerek çağırıverseniz yanınıza, yüz hatlarındaki bezginliğin, bitkinliğin gitgide yok olduğunu, bir ışıltının mücadele azminin yeniden tüm vücudunu etkilediğini de farkedebilirsiniz.
O yorgun yolcu çayını içtikten sonra gitmek üzere ayağa kalktığında eski halinden bir eser kalmadığını, daha emin adımlarla ve daha hızlı ( yokuş yukarı bile olsa) ardındaki bavulu sürüklediğini göreceksiniz.
Yaşayacağı daha sonraki yıllar boyunca içtiği o sıcak çayın tadını, Sizin güven veren halinizi ve güleryüzünüzü inanın unutamayacaktır.
Kendi hayatımızda bunun bir çok örneğini yaşamışızdır. Allah bu fani dünyada iyilik yapanların ve güler yüzlülerin /güzel yüzlülerin sayısına arttırsın.
Güler yüzlü insan güzel yüzlüdür. Madden güzel yüzlü olmasına rağmen güler yüzlü değilse, o güzellik ne kendine ne de insanlığa yararı olmayan donuk bir mona lisa tablosu gibidir, diyebiliriz. Vesselam. (04.02.2019-11.25)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder