26 Kasım 2021 Cuma

Mutad

Birkaç günden bu yana hava mevsim normallerine döndü. Önce gün boyu süren bir yağmur, ardından iki günlük sükunet. Dün akşam üzeri çalıştığı binanın çatısındaki bayrağın batıdan esen rüzgarla dalgalanmasından anladı ki, Akdeniz üzerinden nemli bulutlar gelecekti.

Bu sabah evden çıkmadan önce telefonundan son hava durumuna baktı. Eşi de yağmur görünmüyor sadece sis var deyince şemsiyesini almadan evden çıktı. Yakın çevresinde olmasa bile biraz uzağında sisin yoğunluğu görüşünü etkiliyordu. İşe gelip giderken  her zaman yürüdüğü yollarda yerler nemli değildi. Sadece sis vardı. 

Sonra iş yerinde mutad meşgaleler içinde öğlenin geldiğini farketmedi bile.

Öğleye doğru Cuma namazına gitmek için hazırlanırken pencereden dışarısını gözlediğinde yağmur yoktu. Caminin avlusunda uygun bir yere mukavvasını serdiğinde yağmurun  ilk çilentisiyle karşılaştı. Caminin duvarına yakındı. Yağmurdan korunmak için namazı bekleyenlerden birisi normalde yazın güneşten korunmak için kullanılan duvar kenarındaki gölge tentesini açtığında kendisinin de tentenin altında kaldığını görünce rahatladı.

Namazdan sonra işyerindeki çalışma odasının güneye bakan penceresinden dışarıyı gözlemledi. İnsanların şemsiyelerini kullanmadan telaşla yürüdüklerini gördü.  Artık yağmur yağmıyordu. Ama üzerinde  nemli havanın kasvetinin getirdiği bir ağırlık vardı.  Yaklaşık altmış yıldan bu yana onu taşıyan vücudu gözlerini kapayarak biraz dinlenmesini istiyordu. Yan masada sendikacı arkadaşının misafirinin sohbeti, çocukluğunda annesinden dinlediği uykusunu getiren masallar gibi, gözkapaklarını bir kaç dakikalığına kapatmaya zorladı. Masasında kolları başına dayalı olarak daldı gitti. 

Koridordan gelen kapı gürültüleri nedeniyle masası üzerinde eğreti olarak uzandığı tilki uykusundan uyandı. Acaba ne oluyor diye koridoru dinledi. 

Tarihi binanın yüzyıllık eski kapıları gürültüyle kapanırdı. Yaklaşık iki buçuk metre yüksekliğindeki çift kanatlı oymalı ahşap kapılar açma kapama esnasında menteşelerinden sarsılması dışında kilitlerinin de tam oturmaması nedeniyle kilitleri ve kanatları üzerine sarsılarak oynayarak açılıp kapanırdı. Tarihi eser olduğundan doğru düzgün tamiri de yapılamadığından olduğu gibi kullanılırdı. 

Bina, odalarda, masalarında bilgisayarları başında oturan insanların çalışma gürültülerinden çok birbirleriyle konuşmaları seslenmeleri olmasa belki de -kasvetinden dolayı- iyice sıkıcı bir mekana  dönerdi. 

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...