Günlerden Cumaydı. Mübarek günlerden Cuma. Önceki gün yağan yağmur yerini dağdan esen soğuk yellere bırakmıştı. Güneş ışıklarının vurduğu alanlar bile ısınmıyordu. Dağdan esen serin yel şehrin her tarafını dolaşıyordu. Nerede bir bağrı açık kul bulursa onun bağrına bağrına eserek üşütüyor, örtünmeye zorluyordu.
Cuma namazı vakti yaklaştığından işyerinde abdestini aldıktan sonra önce Hatuniye Camiine uğradı. Ancak cami kalabalıktı ve protokol ve güvenlik tedbirleri nedeniyle bir gerginlik hissettiğinden üst kısımda olan Çeşnigir Camisine gitmesinin daha hayırlı olacağını düşündü. Camiye geldiğinde dışarıda bir yer buldu, oturdu. Oturdu ama sol yanından esen rüzgar sebebiyle önce ceketini ilikledi sonra sapkasını başına iyice geçirdi. Yetmedi pardesünün fermuarını kapattı. Yetmedi ensesini örttü, Ancak ısınabilmişti.
İmam vaazına devam ediyordu. İmamın tatlı tatlı nasihatları içini bir hoş ediyor rahatlatıyor, gitgide gözkapakları kapanıyordu. Sonunda namaz bitti yavaşça yerinden kalktı. Botlarınınn bağcıklarını bağladı. Ağır adımlarla şehrin en yetkili resmi dairesine doğru yürümeye başladı...08.02.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder