5 Ekim 2018 Cuma

Okçular Tepesindeki Nöbetçi

O tepeden her ne olursa olsun ayrılmamaları emredilmişti. Savaş hangi aşamaya gelirse gelsin Komutan'dan "tepeden inin!"  son emri gelinceye kadar  tepeyi bekleyeceklerdi. Bu nedenle gözleri önünde kıyasıya süren savaşı heyecanla seyrediyor, katılmak isteseler de verilen kesin emir gereği yerlerinden ayrılamıyor, arkadaşlarının canla başla mücadele ettikleri cenge  katılamıyorlardı.
Gün döndü. Vakit ilerledi, güneş  batıya, gölgeler doğuya doğru yavaş yavaş uzamaya başladı. Toz bulutu içinde kaybolan savaşçıların önündeki düşman bozguna uğradı.
Tepedekiler aşağıdaki arkadaşları coşkuyla düşmanı kovalarken seyretmekten bıkmışlardı. Bir fırsat  olsa ateşlenecek, kızgın çığlıklarıyla kendilerini aşağıya salıvereceklerdi. 
Sonunda huylanan bir atın hızla ileriye koşması bardağı taşıran son damla oldu. Bu ileri koşuş hamlesini görünce beklenen emrin geldiğini düşünerek  hepsi birden gayrı ihtiyari  aşağıya doğru bir akın içinde buldular kendilerini...
Ancak gerçek öyle değildi. Tepede, uç noktada dört bir yanı gözleyen komutanları öyle bir emir vermemişti. Gidenleri geri gelmeleri için çağırsa da sesini duyuramadı. Sesini duyan birkaç askerle kaldı tepenin üzerinde. Uzaklarda karşı tepelere çekilen düşman süvarilerinin komutanı  o tepenin boşaldığını görünce diğer tepelerin ardından görünmeden son hızla yaklaştı o tepeye ve tepeyi ele geçirdi. Kalan bir kaç askeri şehid ederek orduyu arkadan sarmaya başladı. Zafer kazanmakta olan ordu arkası sarılınca çembere alındığını geç de olsa farketti ve zayiatı fazla olan bir huruç hareketiyle çemberi yararak yeniden galibiyete doğru ilerlemeye başladı.

Kıssadan hisse çıkarmak gerekirse:
Hayatın neresinde olunursa olunsun  emanet edilen noktaları iyi korumalı ve düşmana teslim etmemelidir. Çünkü yeniden kurtarmanın her zaman daha maliyetli ve zayiatli bir acı sonucu olabilir. Hatta belki de geri dönülmez kayıplar oluşturabilir. 
Yani,
Son pişmanlık fayda vermez.

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...