18 Şubat 2019 Pazartesi

Çınar Tohumu

Her zaman olduğu gibi o sabahta bilinen yollardan bilinen kişilere selam vere vere işyerine yaklaşmıştı.
Beyaz Fil İşhanının güneyindeki yoldan ilerlerken önce sağ tarafta dükkanını yeni açmış olan ve eşyalarını dışarıya sergilemeye çalışan kurukahveciye selam verdi. Sonra iş hanının güney doğu köşesinde renault otomobilinin arka bagajında yoldan gelip geçenlerin ufak tefek ihtiyaçlarını satan ihtiyarı aradı gözleri. Satacağı eşyaları sergilediği otomobilinin arka bagaj kapağı açılmamıştı. Eski 1978 model binek renault otomobilin çevresinde kimseler yoktu. Demek ki ihtiyar işinin başına gelmemiş, dükkanını(!)  açmamıştı.
İşhanının köşesinden sola döndü, birkaç adım sonra sol yanında yaklaşık on yıldan bu yana kapalı olan Beyaz Saray sinemasının kırık camlı kapısı ile kapının üzerinde  oynayan filimlerin afişlerinin raptiyelendiği ilan levhasını gördü. Levha, yılların ilgisizliği ile tozlanmış ve artık iyice öne doğru bükülmüştü. Her an yoldan geçen birinin üzerine düşebilecek durumdaydı. Biraz daha adımladı. Bu defa Şehzadeler Belediyesine ait araçların park edildiği yeri bekleyen güvenlikçiye rastladı.. O sırada yerde bir kaç ezik çınar ağacı tohumunu farketti. Ezilmişler ve tozları etrafa yayılmıştı. Ağaçlara baktı. Üzerlerinde dökülmeye hazır nice tohumun azıcık esecek ve onları sallandıracak yelleri beklediğini gördü.
 Ancak hepsi düşse dahi bir tane bile yeni fidanın yetişemeyeceğini de farketti. Çünkü her yön taş ve betondu. Düşen tohumların ezilmekten ya da çürümekten başka, sadece bilinçli birilerinin toplayıp uygun bir yere ekmesiyle yetişme şansları vardı. Memlekette o şuurda  insanların bulunduğunu biliyordu ama "hangisi ne zaman buradan geçecek de fark edecek ki" diye düşünerek dalgın dalgın yürümeye devam etti. "İnsanın bahtından bahsederler ama ağaçlarında bahtlarından bahseden bulunmaz. Belki de bahtın güzel olsun sözü yaratılış amacınının dışına savrulmuş her şey, her nesne için söylenmeli. Ne yazık ki işhanının önüne ekilen çınarlar kuruyuncaya, yani hayat döngülerini tamamlayıncaya kadar yeni fidan yetiştiremeyecekler, üzücü " diye düşündü.
Gözünü yerden kaldırdığında. işyerine giden son köşeyi de döndüğünü farketti. 
Memleketin en yüksek yetkili resmi dairesinin yüzon küsur yıllık mermer merdivenlerine gelmişti. O anda botlarının altının biraz kabarık olduğunu farketti. Merdivenlere tırmanmadan önce bir kenarda silkeledi. Botlarının altından açık kahve renginde bir toz bulutu yükseldi.
"Hay Allah yine mi çınar tohumları, belediyeler de temizlik hizmetlerini düzgün yapmıyorlar ki" diyerek öfkeli öfkeli merdivenleri tırmanmaya başladığında, biraz önce Sigorta İşhanının yanından geçerken gördüğü çınarları ve çınar tohumlarının akibeti hakkındaki düşüncelerini ve üzüntülerini çoktan unutmuştu. (19.02.2019)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...