13 Mayıs 2022 Cuma

mns yarı maratonu (13.05.2022)

    Cuma namazından geldikten sonra her sabah çıktığı öğleyin de indiği merdivenleri tırmanırken bir ara dış kenar korkuluklarına dayanıp, meydanın kuzey ucundaki kurtuluş anıtına doğru baktığında, alanın Vestel  ve anlamını bilemediği mns kısaltmalı flamalarla donatıldığını gördü. Batı kenarına yarım düzine gölgelik kurulmuştu. Bir kısım insanların girip çıktığı bu gölgeliklerde ne olduğunu merak edince, az önce temkinli çıktığı merdivenlerden -merakın da etkisiyle- çabucak indi. Yürürken gölgesinde sallanan kravatını farkedince yavaş ol, öyle paldır küldür gidemezsin, kıyafetinin ağırlığı nisbetinde ağır olmalısın dedi kendine. Ve yavaşladı. Artık az önce merdivenden inerken üzerinde olan telaş ve heyecanın yerini temkinli bir sükunet almıştı.  

    Gölgeliklere doğru ağır adımlarla ilerlemeye başladı. İlk gölgeliğin altında küçük oğlu ile aynı yaşlarda iki gencin  kendisine doğru dikkatle baktıklarını görünce ; Nedir bu "mns"  sorusuna, "Manisa yarı maratonudur. Cumartesi küçükler pazar günü büyükler için organize edilecek. Maratona katılacakların işlemleri için ve katılacaklara verilecek malzeme için bu çadırlar kuruldu." cevabı üzerine teşekkür ederek, diğer gölgeliklerdeki eşyalara da baka baka meydandan ayrıldı. Ayrıldı ama içinde bir ses katıl, diğer bir ses bilinmeyen ve bütün gözlerin üzerinde olabileceği bir yerde sıkılmayacak mısın diyordu. 

    Hala o tereddüt içinde bekleyip duruyor.

(Emekliliğini doldurup da  aynı işyerinde çalışmaya devam eden bir memurun günlük faaliyetlerinin bir kesitini okudunuz.13.05.2022 )

10 Mayıs 2022 Salı

Yüz on üç

    Gecenin bir vakti apansız uyanmanın getirdiği sonuç olan uykusuzluğa ancak bu ana kadar dayanabilmişti. İstemeyerek kafasını masaya koyduğu anda içi geçivermişti. Garip bir tesadüf o anda da büronun kapısı ansızın açılıvermesin mi? Hemen başını kaldırdı. Elinde bir tomar evrakla giren bölüm sorumlusu başını masadan  kaldırdığının farkına varmadı. Ya da önemsemedi. Çünkü takip ettiği iş hala bekleme aşamasındaydı.  "Abi istersen bugün erken git" deyince fark ettiğini anladı. Sonra bölüm sorumlusu odadan çıktı. Diğer arkadaşları da tek tek evlerine gittiler. 

       Yalnız kalmıştı. yüz on üç yıllık binanın, yüz on üç yıllık duvarları pencereleri arasında yalnız kalmıştı. Dışarıdan temizlik görevlilerinin çöp kovalarını boşaltma seslerine, diğer odalardaki personelin konuşmaları karışıyordu. Yavaş yavaş mesai bitiminde yapılması gereken mutad işler tamamlanıyordu. Biraz sonra yüz on üç yaşındaki binada farklı ayakkabıların tabanlarının yüz on üç yıllık zeminde yüz on üç yıllık karolara çarparak çıkardığı sesler artacak, ardından bina diğer günün sabahının  sekizine kadar dinlenmek üzere yüz on üç yıllık uykularından birine daha dalacaktı. 

    Bu devrana o da Rabbinin kendisine müsaade ettiği süre boyunca şahit olacak ve bir gün devrini tamamlayarak çekilecekti. "Deftere kaydedilenlerin sorulduğu gün geldiğinde, defterini, hesabını verebilecek eylemlerle doldurabilenlerden oluruz  inşallah" diyerek klavyeyi bugünlük bıraktı.

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...