11 Eylül 2020 Cuma

Cibiliyetsiz

12 Eylül. Takvimde sıradan bir gün.Ancak kırk yıl önce bu memlekette yaşayanlar için ise anlamı var. Üzerinden geçen bunca yıla rağmen, 11 Eylül 1980 deki Türkiye bir daha geri gelmedi. Geriye bakıldığında  o gün için kazanım sanılan anarşinin durması dışında bir yararı olmadı. Hala yeni bir anayasa  yapılamadı, hala 12 Eylül anayasası kırpılıp uzatılıp kısaltılarak iktidar sahiplerince kullanılmaktadır. 12 Eylül den itibaren aşama aşama ülke değişti, değiştirildi. Ve şu an itibari ile gelinen noktanın çok da olumlu olmadığı gözlemleyenler düşünenler tarafından ifade ediliyor. 12 Eylül de kurulan bir zemberek memleket insanının boğazında gitgide daha da sıkılaşıyor. Dünyanın merkezinde özel bir coğrafyada üç tarafı denizlerle,  toprakları bereketli ovalarla ve dünyanın en güzide insanlarıyla dolu bu ülkede, o insanlara  fırsatlar imkanlar verilemiyor. Ülkenin her türlü kaynağı yanlış hesaplarla  heder ediliyor. Üzücü. Demokrasisinden,ekonomisine, üniversitesinden sendikasına adaletinden bürokrasisine kadar zembereğin çemberi daralmaya devam ediyor. Bundan etkilenmeyenler ya da kurtulanların hususiyetlerine karakterlerine bakıldığında ise;  güç odaklarına göre pozisyon alıp çıkarlarını geliştirmek ceplerini  doldurmak için manevra yapmayı çok iyi bilen renksiz, fikirsiz  idealsiz bukalemunlar olduğu anlaşılıyor. Ve bu çıkarları peşinde koşanlar  yüzünden iyi niyetle faydalı girişimlerde bulunmak isteyen bir kısım yetkililer de yanıltılıyor. Eskilerin cibiliyetsiz dedikleri bunlar mıydı? Eminiz er ya da geç  cibiliyetsizlerin ehliyetsizlerin kabiliyetsizlerin hakimiyetinin bittiği,  güzel güneşli günlerin yeniden doğacağı korkusuz endişesiz, yeşil ovalara doğru özgürce türküler söyleyip omuz omuza halaylar atacağımız  haykıracağımız coşacağımız günler  gelecektir. 

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...