22 Şubat 2019 Cuma

Söz

Eski dönemlerde şehzadelerin devlet yönetimine alışmaları için staj yeri niteliğinde sayılabilecek yerleşimlerden olan bu şehir, önceki günlerde yine önemli bir misafir ağırlamıştı.
Bu ağırlanışın ve uğurlanışın devlet yönetimi gereği mi, günlük siyasi faaliyetlerin bir tezahürü mü olduğu konusunda dillendirilemeyen, gönüllerde saklı kalan bazı soru işaretleri olsa da, herkes görevini layıkiyle yapmaya çalıştı. Her ne kadar yapılanların bir kısmı uzun zamanlardır devam eden temayüllerin dışındaymış gibi göründe de, artık yeni düzene ayak uydurmak ya da kenara çekilip olanlara seyirci olmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalındığında, ikbal ya da ekmek ikilemi nedeniyle, imkanı olanlar son şıkkı seçmek zorundaydılar. 
Kendisi de bu ikilem arasında istemeyerek son şıkkı seçen, son şıkkı  benimsemeye çalışanlardandı. Ancak kendisini bir türlü adapte edemediğinden, her olayda sessizce, aksayan adımlarla biraz geriden geliyordu. Acaba, "Yaşının ve deneyimlerinin ona  verdiği pervasızlıkla bazen belki de oturulması gereken yerde oturmuyor, susması gereken yerde susmuyormuydu?" diye düşündü.
İşyerinde birlikte çalıştıkları genç arkadaşların bazılarının "kendisini tutamanın gelecekte bazı olumsuz sonuçları olabileceğini" ima eden  uyarılarına rağmen ileri geri söylendikleri oluyordu.
Oluyordu da ne değişiyordu. Bir şey değişmiyordu. Her şey olacağı yöne doğru akıp giderken belki de böyle yapmakla genel huzuru bozuyordu. 
Diye düşünerek bundan sonraki zamanlarda daha sakin, öfkesini kontrol eden bir pozisyonda olacağına dair söz verdi.  (  22.02.2019.16.17 )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...