Yorgundu. Sabah işe gelmek için uyandığı andan itibaren; bir bezginlik, bir dinginlik, bir yorgunluk vardı üzerinde. Nedendir? bilinmez? diyemezdi. Bilinen nedenlerle oluşan, yılların getirdiği bir yorgunluk, eskimenin tükenmenin oluşturduğu bir yorgunluk haliydi.
Bu hal işe geldiğinde ve çalışma masasında bilgisayar başında bulunduğu sekiz saatlik süre boyunca da devam etti. Yorgunluk sadece bedenin kimyasında değil, esasen insanın ruhunda oluşan bir şey. diye düşündü. Çünkü varolan ölçeklerle ortaya çıkarılamıyor. Yorgunluğu yaşayan kişinin hal ve ahvaliyle meydana çıkıyor.
Sebebini bulmak için uğraşılabilir ve bulunabilir. Bulmaya uğraşılacağına boş ver deyip üzerinden geçmek, ileriye ufka bakmak en kolayı, belki de en doğrusu.
O da öyle yapmaya karar verdi. Zoraki olarak tebessüm etmeye gayret etti. Zoraki gülümsemenin zamanla hakiki gülümseme halini alacağına emindi. Öyle de oldu. Saat 17.00 de mesai bitiminde kapıdan çıkarken gülümsüyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder