11 Mart 2019 Pazartesi

Pul Bitince

Sanat okulunun ikinci sınıfında okurken yaz tatilinde mahallelerinde bulunan ekmek fırınında çalışmaya başlamıştı. Fırında yaşı en küçük ve işi en bilmez olduğundan her işe gönderiyorlardı. O da gençliğinin verdiği güç ve bir işe yarıyor olmasının sevinciyle elinden geldiği, gücünün yettiğince koşturuyordu.
Özellikle ilk haftalığını tahmin ettiğinden daha fazla olarak aldığında şevki daha da artmıştı.

Ne işler yapmıyordu ki. 
Eline aldığı bir bayrak direği gibi uzun, ucunda bir yığın paçavranın bağlı olduğu fırın temizleme bezini yıkamak için,  gecenin ikisinde in cin top oynarken şehrin caddelerinde, yakındaki caminin her zaman şırıl şırıl akan suyunun doldurduğu yalağa yöneldi. Karanlıklardan çekinerek ıssız yollarda bilinmez karanlıklara saklanmış sokak köpeklerine dikkat ede ede gidip geliyordu.

Daha sonraki günlerde alıştı. 

Fırının üst bölümünde hazırlanan ekmek hamurlarını fırın ağzına yerleştirmek ve hamur kabarınca kürekçinin erişebileceği bir yere koymak, o hamurlara fırının adı ve ruhsat numarasının yazıldığı pulları tek tek yapıştırmak ( hamura batırmak da denebilir);
Pişen ekmekler fırından çıktıktan sonra tezgahın yanına sıcak sıcak dizmek, eğer dizme işlemini geciktirirse biriken ekmekler üst üste yığılıyor, kürekçi fırına küreğini rahatça sokamıyordu.
 Sabaha karşı fırın dağıtım aracı olarak kullanılan 1967 model tek kapı anadol otomobiline arkasına ekmek kasalarını yerleştirmek, o araçla şoförün yanında ekmek dağıtımına çıkmak.
Gündüz mobiletle yakın bakkallara ekmek dağıtmak, kasada ekmek satışı yapmak, arka sokakta bulunan depodan odun getirerek fırın ağzına yığmak, fırını yakmak ve yanar vaziyette tutmak... Aklına gelen görevlerden bazılarıydı.
Fırında ekmeğin altına yapışan pulların azaldığını farketti.
 -Ramiz Abi pullar bitecek pul lazım." Ramiz Abisi de  tamam hallederiz" dedi.

O gece fırına geldiğinde pulların çok azaldığını, yetmeyeceğini anladı. Ne yapalım diye düşünürken gazete kağıtlarından pul biçiminde  kesip yapıştırabileceğini düşündü. Ustaya söyledi. Usta hiçbir şey demedi. Ustanın gözü önünde ekmek hamurlarının arkasına gazeteden kesilen pulları yapıştırmaya başladı. Pullar farklı haber parçalarından oluşuyordu. "Bu ekmeği yiyecek olan arkadaki küçük haberi okuyacak, diğer ekmek ile birleştirerek hem ekmek yiyecek, hem bulmaca çözecek, hem de bedava haber okuyacak" diyerek gülümsedi.
...
O gece fırının davetsiz hiç  istenmeyen misafirleri de vardı. Aniden açık gri renkli, kapılarında .... Belediyesi Zabıta Amirliği Resmi Hizmete Mahsustur yazılı bir cip durdu fırının önünde. İçinden dört kişiden müteşekkil belediye zabıta ekibi indi. Aceleyle sanki bir baskın havasında hamurların hazırlandığı üst bölüme çıktılar. Arka tarafları hızla dolaştılar. Ve pişen ekmeklerden bir kaçını alarak eski radyonun üzerinde duran  teraziyi, bakkal terazisini istediler. Ekmekleri tartmaya başladılar. Bu işlem hızla oluyordu ve fırındaki herkes gergindi. O da gerginliği hissetmiş gerginliğinin üzerine zabıtayla ilk karşılaşmanın heyecanı da eklenmişti.

Zabıta amiri olduğu her söze verdiği cevaplarla ve diğerlerine verdiği emirlerle belli olanı;
-Fırın sıhhi değil, unlar temiz yerde depolanmıyor. hamurhane tozlu,
Elindeki ekmeğin alt kısmına baktı.
-Ekmeklerin arkasındaki nedir? Buraya fırının ismi yazan pul yapıştırılması gerekirken siz gazete kağıdı yapıştırmışsınız. Kaçak fırın mı burası, nedir? Ayrıca bu ekmeklerin gramajı eksik tutanağa yazın, ceza makbuzunu da imzalatıp tebliğ edin." dedi. yanında duran genç zabıtaya.
Fırın sahibi;
-Pul bugün bitmişti. Yarın matbaadan alacaktık. Ekmeğin firesi var, bakın hamur iken ağırlığı belirlenen gramajın çok üstünde." diyecek oldu.
Amir; -Beyefendi, fırının adı yazılan pul, ekmeğe yapıştırılır ve  fırından çıkan  pişmiş ekmek tartılır. Kural budur. diyerek hemen susturdu. 
Makbuzların arasına karbon kağıdı yerleştirilerek, kusurlar ve kabahatler ile ceza bedeli yazıldıktan sonra, fırın sahibi öfkeli öfkeli kağıdı sanki yırtacakmış gibi bir tavırla okumadan imzaladı.
..
Fırın çalışanları sabaha kadar ağzını bıçak açmıyacak halde sessizce çalışmaya devam ettiler.
Sabah, fırıncı Ramiz Usta gece kesilen ceza makbuzunu da alarak;
 -Ben belediyeye gidip başkanla konuşacağım" diyerek erkenden çıktı.
 Ceza daha esas deftere işlenmediği için iptal ettirme ihtimali vardır diye düşünüyordu.
...
 Sonraki gece işe geldiklerinde Ramiz Abinin suratı bir karıştı.
-Ne oldu Ramiz Abi dedi Hamurcu Hamza. -Ne yaptın cezayı belediyede iptal ettirebildin mi?
Ramiz Abi; -Belediye başkanının odasına girip derdimi anlattım. Tanışırız. Gençlik zamanlarımızdan iyi kötü muhabbetimiz vardı. Ceza makbuzunu aldı. Zile bastı gelen hademeye bunu zabıtaya götürün cezayı yazan gelsin, bize de iki orta kahve. dedi. kahveleri içerken elinde defter ve makbuz koçanlarıyla zabıta memuru geldi. Efendim gece nöbetçileri eve gitti. Gece yazdıkları makbuz koçanlarını size getirdim.
Başkan; -Ramiz Beyin makbuzunu iptal edelim. dedi.
Koçanları karıştıra karıştıra sonunda makbuzu ve makbuza yazılanları bulup başkanın önüne uzattı, kulağına bir şeyler fısıldadı. Başkan memuru dinledikten sonra  tutanakta yazılanları da görünce birden geri çekildi.
-Sen gidebilirsin bu evrakları biraz sonra gelir  alırsın. diyerek zabıta memurunu gönderdi.
Alnını kırıştırdı,
-Ramiz Bey zor dedi. İptal edemem, ben bunu iptal edersem sonum iyi olmaz. Gel bak ne yazmışlar. Sen de imzalamışsın.
Merakla masasına gidip;
".... günü zabıta ekiplerimizce İzmir Caddesi üzerindeki karaköy ... fırınında yapılan denetimde ekmeklerin gramajlarının eksik olduğu, fırın tanıtım pulu yerine ekmeklerin arkasına terbiyesiz resimlere ait gazete  parçalarına rastlandığından genel ahlak ve edebe aykırılık,  sağlık şartlarına uygun olmamak kusurlarından .... şeklinde devam eden bir yazıydı.
Başkanla göz göze geldik. Yazılanlar karşısında savunacak tutunacak bir dalım kalmadı. Başımı önüme eğdim, elini sıkıp hiç bir şey demeden makamdan çıktım. Kısaca cezayı paşa paşa ödeyeceğiz" dedi.
...
Oysa çırak gazeteden kesilme  pulları itinayla yapıştırmıştı. Ve gazete küpurları da spor sayfasından kesilmişti. Kesinlikle emindi. Spor sayfasından yırttığına hamurcu Hamza Usta da şahitti. Ancak zabıta makbuzun iptal edilme ihtimaline karşı  işini sağlama almıştı. Karanlık gecenin içinde fırında karalanan tutanak eğer imzalayanlarca "ne yazdılar acaba" merakıyla okunması gerekirken  okunmazsa olacağı buydu.
- Bana ne, ben söyledim pul kalmadığını, zamanında pulları bastırsaydı. diyerek omuz silkti.
...
Fırıncı Ramiz Usta elindeki paketi çırağa uzattı.
Çırak, merakla paketi açtı. Yeni fırın tanıtım pulları hazırdı.
             

...11.03.2019 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...