8 Şubat 2017 Çarşamba

Yağmur Bulutu


"Karlı dağların başında
Salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim içün
Yaşın yaşın ağlar mısın?" Yunus Emre

(08 Şubat 2017 Çarşamba)

Erken çöken akşamın karanlığı, gecenin koyu rengine dönerken,  elimdeki kitap kayıverince dalıp gittiğim koltuktan kalkarak, yatak odasına geçtim. Sükunet bulduğum ender yerlerden biri olan yatağın yumuşak derinliğinde uykuya dalıverdim. Saat 22.10 du yatağı girdiğimde. Ansızın uyandığımda saat 02.35 i gösteriyordu. Gecenin bir vaktinde, yukarıda saç kaplı çatıdan gelen tıpırdılardı uykumdan eden.

Demek ki (daha önce ifade ettiğimiz) beklenen  "indir  "emrini almıştı bulutlar. Hangi açık denizlerden, ne tür sıcaklıklar içinde bekleyerek, nasıl topladıklarını bilemediğimiz buhar/ rutubet/ nemli yüklerini damla damla boşaltmaya başladılar şehrin üzerine.  Aşağıda olan bizler "indir" emrini "yağdır" anlamıyla algılamaktayız. "Yağdır Mevlam su" diye şarkılar düzmüş, yağmayınca yağmur dualarıyla çağırmışız Rahmet yüklü bulutları yöremize, yurdumuza...

Çoğu da felaket  azı da. Herşey kararında ve zamanında olmalı. Çok yağdığında sel olur, siler süpürür  önüne geleni. Kaybolur, boğulur gider nice canlar. Su altında kaldığında tohumlar, ekinler  çürür tarlalarda, balçıktan çamurdan geçilmez olur yollar. Köprüler kaybolur sular altında...

Her şey kararınca olmalı, dengesinde olmalı...

"Yağ" emri neden gelir de "dur emri" gelmez bazen?  Ya da "dur yağma" emri neden "yağ" emrine dönmez o sıcak, kuru günlerde, kavrulduğumuz zamanlarda?

Bir çok açıklama vardır bu konuda; eskiler toplumun yoldan çıktığını ve Yaratanın insanları cezalandırdığını söylerler kısaca. Bilim adamları dünyadaki verileri derleyip toparlayıp çarpar bölerler ve küresel ısınma diye bir kavram ile ifade ederler sebebini... 

Kim neye inanırsa. Ancak ister mistik öğretilere, isterse bilimsel verilere bakalım ana sebep insan. Yoldan çıkmış Ademoğlunun / havvakızının hırslarıyla daha çok üretim, daha çok kar, daha rahat bir hayat sürmek gayesiyle doğal kaynakların harcanması hırsı. Dengeli kullanılabilinse dünya  durdukça yetecek doğal kaynakları, gelecek nesillerinde kullanması gereken, onların haklarını/ istihkaklarını da bugün tüketmek.
Ya da standart dışı, aşırılıklar içinde, hazların zevklerin sınırsızlığına kapılıp kaybolan kirlenen hayatlarıyla,  ahlaksızlıklarıyla. ( Egoizm, benmerkezcilik, bireysellik, hazcılık bir sürü kavram )
   
Olanlar insanın kendi elleriyle işlediklerinin tezahürüdür, sonucudur kısaca...

["Zaten bilin ki başınıza gelen her türlü felaket kendi yaptıklarınız yüzündendir. Bununla birlikte Allah sizi bir çok musibetten de korur." ( Şura Suresi 30 ayet)]



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...