Manisa Dağının zirvesinde, kuzeydoğudan gelen yüksek irtifadaki bulutların, güney batıya doğru hızlı geçişleri devam ediyor. Bu hava akımı soğukların biraz daha devam edeceğini belli ediyor.
Bulutlar bazen hızla akıp geçse de güneş kendisini çoğunlukla gösteriyor. Ama sadece gösteriyor. Bir yere gidenler, bedenlerini soğuktan korumak için, imkanlarına ve zevklerine göre giyinmişler, kimi halis yün kabanlara, kimi de kat kat pamuklulara bürünüp sarınmışlar.İşi olanlar fazla üşümeden bir an evvel varabilmek amacıyla telaşla adımlıyorlar şehrin caddelerini.
Ancak işi gücü dışarda olanlar ne yapsın. Vücutlarını sıcak tutmak için devinim içinde olmalılar.
Manisa Ovasının bereketli topraklarından ürün elde etmek ümidiyle, soğuk kış günlerinde sıcacık yatağından kalkıp, traktörleriyle yola çıkan bir kısım kahraman ise, sağ taraflarından yüzlerine vuran kış güneşinin etkisiyle, yarı uykulu yarı uyanık sarsıla sarsıla ilerliyorlar arazilerine doğru. Uzaklarda, ovanın hafifçe yükselme başladığı dağ yamaçlarında zeytin ağaçları arasında, ya da Gediz çukurunun orta yerlerinde bir bağ arasında pulluklarıyla toprağı deşmeye uğraşıyorlardır.
Ancak işi gücü dışarda olanlar ne yapsın. Vücutlarını sıcak tutmak için devinim içinde olmalılar.
Manisa Ovasının bereketli topraklarından ürün elde etmek ümidiyle, soğuk kış günlerinde sıcacık yatağından kalkıp, traktörleriyle yola çıkan bir kısım kahraman ise, sağ taraflarından yüzlerine vuran kış güneşinin etkisiyle, yarı uykulu yarı uyanık sarsıla sarsıla ilerliyorlar arazilerine doğru. Uzaklarda, ovanın hafifçe yükselme başladığı dağ yamaçlarında zeytin ağaçları arasında, ya da Gediz çukurunun orta yerlerinde bir bağ arasında pulluklarıyla toprağı deşmeye uğraşıyorlardır.
Belki de budama zamanıdır makaslarla, desterelerle asmalar, zeytinler arasındadırlar. Ağustos Eylül ayları içinde üzümlerden kurtulmuş asmaların, uzamış dalları, yapraklarını döktükten sonra, bir ara kesilir. İhtiyacı olan bu çırpıları toplayıp yakmak üzere evine getirir.
Zeytin ağaçlarının da verimsizleşenleri, kuruyanları budanır. İyice gitmiş, içi çürümüş ağaçlar dibinden kesilir. Kazmalarla kökleri çıkarılır. Tam kurumadan kıtır kıtır olmadan kesilmeli çünkü kurursa kesmek çok zordur.
Zamanında kesilen yağlı zeytin kütükler, sobaya girecek şekilde doğranıp bir köşeye istiflendikten sonra, soğuklar gelip çatınca soba /ocak önce çırpılarla tutuşturulur. Çırpıların ardından yanmaya başlayan zeytin kütüğü ısısını hemen kaybetmez, -hemen geçmez-, uzun süre evi sıcak tutar. Bu yüzden zeytin kütükleri kıymetlidir.
Zeytinliği olanların evlerinde farklı bir bereket vardır. Yağlar, zeytinler kışın yakılacak çalı çırpılar, kütükler.
Ancak sadece o işten geçinenler için, ümidini zeytin hasadına bağlayanlar için durum her hasat döneminde streslidir. Sıkıntılıdır. Toplayıcı bulmak, toplatmak, çürütmeden yağhaneye göndermek gelen yağı değerlendirmek için ne yapılacağı düşünülür. ( Hemen satılacak mı, piyasanın daha yükselmesi ihtimaline karşı beklenecek mi? Mali durum beklemeye elverişli mi?)
Başka imkanları olanlar ise daha soğukkanlıdırlar. Çünkü (b) planları vardır. Çaresiz değillerdir. Bu durum kişinin daha akılcı düşünmesine yol açar ve ümidini yalnızca zeytin hasatına bağlayanlardan daha iyi bir kazanç elde etmelerine yol açabilir. Böylelerine tok satıcı derler. Çünkü kendinden, malından ve takip ettiği için piyasının durumundan emindir.
Benzer durum kuru üzümde de aşağı yukarı geçerlidir. Sadece bakım yöntemleri, kurutma yöntemlerinde farklar vardır. Ağustos ayında üzümler olgunlaştığında, kesimci, kelterci, bandırmacı, serici dertleri, nereye serilecek, bağa yakın serecek yer bulma sorunu, üzümlerin kurumasına yakın hırsızlık korkusu gibi meseleler her yıl yaşanır.
Her şey bitip ürün istenilen fiyattan satılıp para cebe girince sıkıntılar, zorluklar geride kalır. Bir borcu da yoksa, o zaman değmeyin keyfine zeyincinin de, bağcının da....
Zeytin ağaçlarının da verimsizleşenleri, kuruyanları budanır. İyice gitmiş, içi çürümüş ağaçlar dibinden kesilir. Kazmalarla kökleri çıkarılır. Tam kurumadan kıtır kıtır olmadan kesilmeli çünkü kurursa kesmek çok zordur.
Zamanında kesilen yağlı zeytin kütükler, sobaya girecek şekilde doğranıp bir köşeye istiflendikten sonra, soğuklar gelip çatınca soba /ocak önce çırpılarla tutuşturulur. Çırpıların ardından yanmaya başlayan zeytin kütüğü ısısını hemen kaybetmez, -hemen geçmez-, uzun süre evi sıcak tutar. Bu yüzden zeytin kütükleri kıymetlidir.
Zeytinliği olanların evlerinde farklı bir bereket vardır. Yağlar, zeytinler kışın yakılacak çalı çırpılar, kütükler.
Ancak sadece o işten geçinenler için, ümidini zeytin hasadına bağlayanlar için durum her hasat döneminde streslidir. Sıkıntılıdır. Toplayıcı bulmak, toplatmak, çürütmeden yağhaneye göndermek gelen yağı değerlendirmek için ne yapılacağı düşünülür. ( Hemen satılacak mı, piyasanın daha yükselmesi ihtimaline karşı beklenecek mi? Mali durum beklemeye elverişli mi?)
Başka imkanları olanlar ise daha soğukkanlıdırlar. Çünkü (b) planları vardır. Çaresiz değillerdir. Bu durum kişinin daha akılcı düşünmesine yol açar ve ümidini yalnızca zeytin hasatına bağlayanlardan daha iyi bir kazanç elde etmelerine yol açabilir. Böylelerine tok satıcı derler. Çünkü kendinden, malından ve takip ettiği için piyasının durumundan emindir.
Benzer durum kuru üzümde de aşağı yukarı geçerlidir. Sadece bakım yöntemleri, kurutma yöntemlerinde farklar vardır. Ağustos ayında üzümler olgunlaştığında, kesimci, kelterci, bandırmacı, serici dertleri, nereye serilecek, bağa yakın serecek yer bulma sorunu, üzümlerin kurumasına yakın hırsızlık korkusu gibi meseleler her yıl yaşanır.
Her şey bitip ürün istenilen fiyattan satılıp para cebe girince sıkıntılar, zorluklar geride kalır. Bir borcu da yoksa, o zaman değmeyin keyfine zeyincinin de, bağcının da....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder