2 Mayıs 2019 Perşembe

Durgun Günler

Günler geçiyor. On beş Nisandan bu yana  blog sayfasına dokunmadığını yine hatırladı. Bir şey bloga girmesini engelliyordu, ama ne ? Çevresinde oluşan gelişmeler zihnini fazla etkilediğinden fırsat bulamadığından mıdır ? İstek duymadığından mıdır? Her zaman yaptığı aklına gelenleri sıralamak istemediğinden, ciddi konular aradığından mıdır? Her neyse belli aralıklarla sayfasına kontrol eden arkadaşlarından bir kaç defa  soru gelince kendini zorladı.
,,,
Ramazan ayına bir kaç gün kaldığı halde şehirde de kendi gönlündeki gibi bir kayıtsızlık oluşmaya başladığını hissetti. Sanki Ramazan eski Ramazanların havasında değildi. Halkın, sebebi belli olmayan bir sükuneti vardı. Her zaman yaşadığı Ramazan öncesi hazırlık telaşına etrafında rastlayamadığını farketti. Ya da vardı da kendi gözlem alanları içerisinde yoktu. Bilinmez. Acaba ekonomik şokların etkisi mi, geçim ve  seçim gerginliği içinde yakında kavuşacağı Ramazana bu sebeple mi hazırlanamıyordu. 
Ancak, sessizliklerin derinlerde karanlıklarda kalan kaygılardan dolayı oluştuğunu kendi hayatından biliyordu. Derinliklerde kalan, belli edilmek istenmeyen ne olabilir? Her zaman coşkuyla karşılanan on bir ayın sultanı Ramazanı bile coşkusuz karşılamaya yol açacak kadar etkileyen nedir? Sultanı karşılayacak, mutlu edecek armağanlar sunamamak korkusu mu? Ancak önemli olanın iyi günde de zor günde de Ramazanda yapılması gerekeni yapmak değil mi? Temel amaç saf gönülle Oruç ibadetini huşu içerisinde yapabilmek değil mi? Sofraya  birlikte ve sağlıkla oturabildiğine şükrederek "Allah ne verdiyse" paylaşabilmek değil mi? 
Dense de yeni bir çağın başlangıcındayız.  İsteklerin devamlı arttığı, kanaatın, bu da yeter, buna da şükürlerin  kaybolmaya başladığı haz çağının/ hız çağının  belirledikleri önceliğimiz oldu artık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...