23 Mayıs 2019 Perşembe

Kahve

Kahve içmenin bünyesine faydası olmadığını -uzun geceler boyunca uykusuz kalarak- bir çok defalar tecrübe etmesine rağmen, yine de iftardan sonra koltukta otururken, eşinin ya da kızının   ikram ettiği kokusu içini bir hoş eden kahveyi almamazlık edemiyordu. 

Tadından çok kokusuydu onu cezbeden. Nice zamandır şekersiz ikram ettikleri kahveyi, -şekerli kahveyi unutamadığından- lezzetle yudumlayamıyordu. Her ne kadar şekerli konusunda ısrar etse de,  şekerinin yükseleceğini, ayrıca zamanla şekersiz tada alışacağını, sabretmesini söyleyerek reddediyorlardı. Ancak  bir folmül bulmuştu. Bir küçük parça bitter çikolataya hayır demiyorlardı. 

Ardından,  akşam bitip zaman geceye doğru  ilerlediğinde teravihden sonra çay faslı başlıyordu. Yine aynı korku ve tecrübeye rağmen bir büyük bardak çay da içerek, sahura hazırlanmak üzere yatağına uzanıyordu. Yatakta uzun bir süre gelmiş geçmiş nice kafasını karıştıran meseleleri düşünürken, küçük oğlunun gelip de -baba sahur vakti sofra hazır uyarısıyla uyanıyordu. 

Nasıl olup ta o kadar karmaşık mesele arasından sıyrılarak uykulara daldığını anlamıyor, uyuduğuna hayret ediyor, seviniyordu, uyutan ve ruhunu dinlendiren Rabbine şükrediyordu.
Şükrediyordu. Aklına gelen etrafındaki değişik nimetlere ve güzelliklere ve insanın daha rahat yaşaması için sunulan kolaylıklara- sağlığına şükrediyor ve hamdediyordu.

Alemi ve Hayatı Yaratan tarafından  bize özel bahşedilen hayatın -zamanla,  mekanla ve imkanla- sınırlı çizgisi dahilinde hep iyiyi hayrı güzeli faydalıyı aramayı bulmayı, bulamasak ta o yolda arayanlardan olmayı nasip etmesini niyaz ediyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...