Üç aylar Recep, Şaban ve Ramazan. Recep ilk alarmdı. Şaban ikinci ikaz. Üç aylar girdi denilerek kendilerine çeki düzen vermesi istenirdi bir kısım gençlere. Çünkü artık eğer sağ olunursa hiçbir şey o toplumda yaşayan kişiyi gelen Ramazan sathı mailinden ayıramazdı. Yani durdurulamaz bir şekilde her şey Ramazana doğru akardı. Herkes kendini o akan zaman içinde hazırlamak zorundaydı. Ve toplumun manevi dönüşümü ya da manevi tansiyonu/ heyecanı artardı. Çünkü gelen Mübarek Ramazandı.
Eski zamanlarda Ramazan daha on beş yirmi gün öncesinden gelirdi evlere. İlk onbeş gün hazırlık aşamasıydı. İkinci bölüm Oruç tutmaya başlama idi. Üçüncü on gün bayrama hazırlık safhası idi.
Ve bayram. Aşama aşama hazırlana hazırlana gelen bayramda coşku ve sevinç özellikle çocuklarda zirveye tırmanırdı.
Çocuklar için, yarım yamalak tutmuş olsalar da, iftar sofrasında bekledikleri, ezan sesi ile büyüklerle birlikte oruç açmaya katıldıkları için ve bazı geceler sahura kalkabildikleri için bayram bir mükafattı. Ve bayram herkes kendi çapında hazırladığı hediyelerle, çocuklara verdikleri bahşişlerle mutlu edildikleri için, bayramdı.
Halen bayram dendiğinde coşku ve mutluluk hatırına gelir bir kısım insanların zihnine ve mutluluklarını sevinçlerini "bayram ettik" diye tarif ederler.
Şu an "çocuklarımıza bayram ettirebiliyor muyuz?" diye sorulsa, çoğumuz, "eski günlerdeki gibi değil" diyeceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder