İşlerimi bitirdikten sonra, sistem üzerinden yeni bir görev gelmeyince, internette gazetelere bakmaya, değişik siteleri incelemeye başladım.
Sıkıldığımı hissedince dışarıda biraz adımlayarak rahatlamaya karar verdim. Yine alışkanlıktan mı nedir gözüm Manisa dağının zirvelerindeki hareketlenmeye kaydı.
Güney doğudan, kuzey batı yönüne sıralanmaya başladığını görünce, bulutların, Akdenizin kuzey doğu kıyılarındaki rutubeti toplayarak uygun bir rüzgarla Manisa şehrinin üzerine getirebileceğini ve yağmur bırakabileceğini düşündüm. Ancak sol kaval kemiğimde şu an itibarıyle hala sızlama olmadığından tereddütlüyüm.
Şehir aydınlık, ancak güneş ışığının çarptığı eşyaların arka kısmında, gölgelerin sınırları belirsiz. (fotoğrafçıların ışığı azaltmak için kullandıkları bir beyaz perde ile filtrelenmiş gibi)
Çalıştığımız büronun pencereleri kuzeye doğru olduğundan, güneyimizde bulunan dünyanın göklerinde güneşin ve bulutların neler yaptığını, ancak ışık oyunlarına göre tahmin edip, hava durumunu takip edebiliyoruz.
Saat onyedi olduğunda işyerinin kuzeye yönelik kapısında bulunan merdivenleri inip meydana çıktığımızda meteorolojik olaylar hakkında daha kesin bilgilere sahip oluyoruz.
Akvaryumda bulunan süs balıkları gibi dört bir yanımızda bulunan percerelerden akşama kadar - işimiz elverdiği ölçüde- bakıyoruz. Balıklardan farkımız; onlar cama bir şey yanaştığında korkarak geri kaçarak tepki verirler.
Biz ise tepkisiz anlamsız bakmaya devam ederiz. (07.03.2017-16:25)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder