Geçen yıl 8 Temmuz gününün sanırım öğle sonrası idi.
Sıcağın getirdiği bir rehavet vardı üzerimde.
İş yerinde işlerin müsait bir anında aklıma blog yazmak geldi.Amatörce yazmaya başladık.Yazarken içimde yanlışlar yapacağım ve utanacağım hissine kapılarak bir sıkıntı oluştu.Sonra hatalı da olsa yazmak iyi olur diye düşünerek aklımdan geçenleri doldurmaya başladım bloğun satırlarına.
Eger bloğu doldurmasa idim aklımdan geçenler kaybolup gidecekti.
Şu anda en azından kendimdeki süreci takip edebiliyorum.İstesem silebilirim de.
Geçen yıldan bu yana hayatımda neler değişti.Dünyada neler değişti.Yaşadığım şehirde neler değişti,Ailemde neler değişti.Durup düşünmeli durum değerlendirmesi yapmalıyım.
Bir yaş daha ilerledim sona doğru.Çocuklarım bir üst sınıfa geçtiler,
İş yerinde aynı yer,aynı masadayım.Gelenleri daha rahat göremiyorum.Gelenlerde beni.Bu bana rahatlık getirdi.Arayan cep telefonu ile ulaşabiliyor.
Kilom aynı ama,göbeğimi bir türlü azaltamamanın sıkıntısı var.İştahım yerinde.(Az yemem gerektiği halde,doktor tavsiyesinin hilafına yiyoruz.iyi değil)
Bisikletimi değiştirdim.
Kooperatif bitti.Ama borç dengesini kuramadım.Borçluyum.Bu beni üzüyor ama gelecek aylarda rahata kavuşacağım ümidim devam ediyor.
Evde önceki yıla göre daha az bir hareket var.Çocuklar sosyalleştikçe evle ilgileri,irtibatları azalıyor.Ya da bizle birlikte olmaktan sıkıldıkları için böyle oluyor.
. . .
Masamın yanında radyom çalıyor.TRT Yurttan sesler korosundan 'Küstürdüm gönlümü güldüremedim.Baharım güz oldu yazım kış oldu' türküsünü söylüyor bir türkücü solo olarak.
Radyonun sesini biraz açtım. Kimse bir şey demiyor herkes kendi işinde,kendi ortamında. ( Erol Evgin in bir şarkısında geçen.'Herkes evinde kendi halinde dostlar oturmuş kır kahvesinde' gibi) Ya hoşlarına gidiyor.Ya da saygılarından dolayı seslenmiyorlar bana.
Benim işim onların işinin son aşaması. Hemen yapsam da olur yapmasam da. Öylesine bir iş. Bu yaştan sonra öylesine işlerimiz olunca. Müzikle de oluyor müziksiz de. Halk ve sanat müziği eşlik edince daha iyi oluyor çalışma ortamı bence.Efkâr daha iyi dağıtılıyor mu acaba ?
. . .
6.Haziran 1980 Meslek Lisesininden mezun olduğumda hayata bakışım,ideallerim,isteklerim.Ve 32 yıl sonra geldiğim aşama.Ne bekliyordum,ne oldu.İçinde 32 yıl sonra bir burukluk mu var,bir kıvanç mı? Bazı açılardan burukluklar var,aklına geldikçe yutkunmakta güçlüğe yol açan boğazına yumruk tıkayan burukluklar. Bazı açılardan da bir tebessüm doluyor dudaklarına.Sessiz bir gülümseme ile hatırlayıp bırakıyorsun anılarını olduğu yere ve bir ses şu ana getiriveriyor.
. . .
Her şeyiyle şükür halimize.Elimizde olan imkânlara,etrafımızdaki dostlara dostluklara, muhabbetlere, sağlığımıza,sevgimize,sevdiklerimize,sevenlere,işimize gücümüze...Olmayanların olmamasında vardır bir hayır.Olanların da öyle olmasında vardır bilmediğimiz bir hayır...şükür, çok şükür. . .
Bu bloğu oluşturmaya Temmuz ayı içinde,sıcak bir öğle sonrasında başlamıştım.Aklıma ilk gelen kelimeyi yazıvermişim başlığa...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Arkadaş
Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...
-
Dün Arkadaşım İsmail le öğle arasında çarşıyı dolaştıktan sonra işyerinin merdivenlerine çıkmadan önce İsmail eliyle kırmızı plakalı bir yük...
-
"Samsunda dünyanın üçüncü büyük oyuncak müzesi kuruldu. Sunay Akın ın konsept danışmanlığı yaptığı müze iki milyon TL ye mal oldu.&quo...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder