28 Ağustos 2019 Çarşamba

Elalem Ne Der!

"Elalem ne der." 
Bir kısım insanların hayatlarını tanzim ederken önlerine koydukları her hangi bir plan proje yoktur.  Girişecekleri iş ve eylemle ilgili olarak öncelikle "el alem"in bu konuda ne düşüneceğini önemserler.  Eğer "el alem"in yapacakları işten sonra takdir edeceklerini tahmin ederlerse o işe girişirler. Ya da "el alem" in genel geçer beğeni düzeyleri dışında kalma ve eleştirilme, beğenilmeme olasılığı varsa  başlamadan vazgeçerler. Bu nedenle "el alem ne der " sorusuna geliştirdikleri cevap, -yaşadıkları mahallin bakış açısına göre-  genellikle diğerlerinin de buldukları ile aynıdır.  
Bu yerlerde gelişme, kısa zamanda değişim ancak dışarıdan yeni gelenlerin  dışarıda gördüklerini cesaretle uygulaması ve savunmasıyla oluşabilir. (Bu tür gelişmenin ne kadar sağlıklı olduğu da sorgulanabilir.)
"El alem ne der" kelimesi etrafında oluşanlar gelişmeyi kısıtlayan bir kısır döngüyü anlatır. Doğal olarak yeniliklere kapalıdır. Ortaya çıkan kısır döngünün sonunda toplumda oluşan, yeniliklere ve yenilikçilere soğukluktur, hatta düşmanlıktır. 
Bir tür muhafazakarlıktır. Yeniliğin getireceği belirsizlikten endişe duyulması nedeniyle, var olanı yanlış da olsa muhafaza etme eğilimidir. Taassup olarak da adlandırılabilir. 
Muhafazakarlık;  toplumun kurucu temel değerleriyle tutarlı olan,  çağın ve koşulların getirdiği gereksinimleri de karşılayan, ilerlemesini engellemeyen  olumlu bir esneklik içerisinde ise kabul edilebilir. 
Ancak medeniyetinin ortaya koyduklarının diğer medeniyetlerin ortaya koydukları karşısında zayıf düşmesi sonucunda iki yol ortaya çıkar. Korunmak amacıyla içine kapanarak katı muhafazakarlık, taassup,   diğeri hayatta kalmak ve gelişebilmek amacıyla üstün olanları taklit ederek değişmeyi seçmek. 
Her iki tarafın kendilerine göre haklı sebepleri olsa da, bir başka -azınlıkta kalan- grup ise iyileştirmeyi, ıslahatı çözüm olarak sunmak isterler. Bu grup hem muhafazakarlarca hem de yenilikçilerce kıyasıya eleştirilebilirler. Çünkü yaşadıkları toplumun sorunlarını hamaset duygularının yönlendirmesiyle değil, mantığın ve bilimin soğuk eleştirilerini kendilerine sormalarıyla ortaya çıkacak sorulara ve sıkıntılı üzücü yanıtlara hazır değillerdir. 
Mahkemelerde bile suç, suçlu ve sebepleri ortaya çıkarılmak için, hukukçularca nice araştırmalar ve sorgulamalar yapılmakta ve gerçek bulunmaya çalışılmaktadır. Öyleyse toplumun sorunlarının da incelenip araştırılması gerekmez mi?
...
"El alem ne der" ifadesinin ardından yüzeysel, şekilçi, derinliksiz, gelişmeye kapalı, ezberci  kelimeleri  akla gelir.
Bu ifade, yenilgiyi kabullenmiş cemiyetlerde yaşayan ve yaptıklarının doğru olduğuna dair  güvenini yitiren fertlerin,  toplumla aynı eylemleri yapmak suretiyle, var olanı savunma isteğinin bilinçsiz bir tezahürü müdür?
Geçiş dönemi toplumlarının özelliklerinden midir?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...