Şemsiyeli sokaktaki Mesutun çay ocağında oturdu bu öğle arası. Yanında Ayhan Abisi ile şehri yönetenlerin halini, ahvalini münakaşa ettiler. Gazete haberlerine göre büyükşehir yetkililileri 2018 yılı başından itibaren şehrin ana caddelerinde esnafın kapı önüne yayılmasını önleneceklerini beyan etmişler. Çünkü şikayetler çoğalmış. Çünkü diğerleri işlerini yapmıyorlarmış.
O sırada Ayhan abisi "zaten sokaklara esnafın yayılmasına iznini de eski başkan vermişti." diyerek söze girdi.
"Al birini vur ötekine, amblemler, isimler değişse de zihniyet değişmiyor. Bir fazla oy için bir parmak bal sürme derdinde" dedi.
Ardından zimmet konusu açıldı. Bir PTT memuru akşam hesap kapanışında beş kuruş açık verse zimmet yapılıyor. Şehri idare edenlerin yanlış kararlarından dolayı oluşan maddi zararların da, görevini layıkınca yerine getirmeyen, zararın oluştuğu dönemde görevde olan yöneticilere ödetilmesi hatta zaman geçse dahi (müruru zaman olmayacak) mirasına müdahale edilerek kamu zararının karşılanması gerektiğini sonucuna vardılar.
Birinin döneminde başlanılan bir yatırım/hizmet eğer diğerinin dönemine sarkıyorsa, yapılan yarım bırakılarak durduruluyor. O kadar masraf berhava oluyor. Dönemler boyunca yarım kalan bir çok işe ait örnek şehrin muhtelif yerlerinde mevcut.
Barış Manço'nun Rahmetlinin "Ali yazar Veli bozar, küp suyunu çeker azar azar" diyerek şarkısında ifade ettiği gibi kabiliyetsiz, kifayetsiz, ehliyetsiz, ihmalkar, gafil idareciler elinde ülke kaynakları da (yani küp) suyunu azar azar çekiyor, azalıyor, bitiyor.
Ama bunları kim seçiyor, kim görev veriyor? Halkın genel durumuna bakıldığında bir çoğu, -yüzlerinde sahte mi samimi mi olduğu anlaşılamayan bir tebessüm içinde- birinin eteğine tutunmuş nerelere, hangi badirelere gittiğine bakmadan gözleri kapalı ama yüzleri mütebessim sürüklenip duruyor.
"Bir şeye karışmayın, yorulmayın, kahvelerde oturup bekleyin sadece bizi seçin, böylece her şey düzelecek" sözlerine -yalan olduğunu bile bile- inanıyor ve seçiyor.
Buna kim dur diyecek!
"Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden, rahat yaşama yollarını aramayı itiyat haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra istiklallerini kaybetmeye mahkumdurlar." Gazi M.Kemal Atatürk
Son söz bu...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil