18 Ağustos 2016 Perşembe

Ne olacak bu memleketin hali.

      Ülkenin batısında yaşayan bizler, sadece gelen haberlerden izlediğimiz doğudaki terör olaylarına üzülüp kahroluyoruz.Kendi aramızda,dost sohbetlerinde üzüntümüzün belirten ifadeler kullanıyoruz. Vatandaşlar olarak gerçekten, samimiyetle her hangi bir art niyet taşımadan içimizden geçenler bunlar. 
     Ancak yeterli mi ? Bir kötülük gördüğünde eliyle düzeltmeye çalışmak, güç yetmezse diliyle yanlışı ifade ederek düzeltilmesine destek olmak , o da olmazsa kalbiyle buğzetmek (Ki imanın en zayıf noktası budur.) Peygamber tavsiyesidir.  
   Ülke günden güne karanlık bir kaosun, bir girdabın içine sürükleniyor. İçimiz, ruhumuz durgunlaşarak, bezgince izliyoruz -film izleyen bir seyirci gibi- olan biteni. 
     "Devlet,organize olmuş toplulukların,milletlerin  ideallerinin iradesini temsil eder" diye tanımlar devleti bir düşünür. Atalarımız "ya devlet başa ya kuzgun leşe" demişler. Yine " besle kargayı oysun gözünü" ata sözünü de söylemişler.
   Devletimizin başında bulunanların akıllıca düşünüp hızlı, etkin, acil çözümler ve tedbirleri uygulamaya koymaları gerekiyor. 

    Bizler, Anadolu coğrafyasının batı ucunda yaşayan Türk milletinin fertleri olarak neler yapmalıyız?

    Dünyanın egemenleri, emperyal çıkarlarına engel olduklarını düşündükleri ülkelerle aklın mantığın almadığı yöntemlerle -istediklerini kabul ettirinceye kadar - mücadele ederler.
Saldırı altındaki ülkenin idarecileri -eğer sağduyularını kaybederlerse- ülke adına yararlı yaptıklarına inandıkları bir kısım eylemin aslında düşmana yaradığını farketmeyebilirler.
     Bu gibi zamanlarda düşmana karşı birleşerek ortak akılla, iştişare ile düşünce üreterek, akılcı eylemlerle soğukkanlı ama hızlı ve etkin bir şekilde mücadele edilmelidir. "Mevzu Vatansa Gerisi Teferruattır" sözünü düstur alarak kişisel ya da politik kavgaları bir yana bırakmalıdır.
Etrafımızda son yirmi yıllık sosyal, siyasal ve askeri olaylara baktığımızda, düşmanın kendi amaçları için  kullandığı insanlarla teslim aldığı ülkelerin nasıl bir acı, yıkım  ve kaos ortamında bulunduklarına hep beraber şahidiz.
   Irak'ta bir zengin ile bir fakirin huzursuzluk ve endişesini düşünün,Bir memlekette huzur kalmadığında ne zenginliğin ne paranın ne de malın mülkün anlamı kalıyor. Huzursuz Irak'ta zengin bir insan olmak mı? Huzurlu bir Irak'ta bir fakir olmak mı? Burada ülke ismini değiştirebilirsiniz. Eskiler "Allah dirlik ve düzenimizi bozmasın" derken bunu kastediyorlardı.
    Düşman keşke her zaman mertçe topuyla tüfeğiyle karşımıza çıkabilecek cesareti gösterebilse. Binlerce yıldan bu yana doğuda Çin sınırında, batıda Viyana önlerine kadar ve Kore ve Kıbrıs dahil ne zaman karşımıza çıksa dersini almıştır. O nedenle dersini aldığından başka  yöntemlerle işini gördürmektedir. Vatandaşlarımızın içindeki iyiniyetleri, inancı,imanı manupüle ederek, niyetlerini örterek kandırmaktadır. Bazen din kisvesi altında, bazen ırk, bazen mezhep çatışması bahaneleriyle birliğimizi beraberliğimizi kardeşliğimizi hedef almaktadır. Mertçe değil, kalleşçe devam eden örtülü bir savaşın göbeğindeyiz.
   Ümitliyiz, nice sıkıntıları aşmış Yüce Türk Milleti bu günleri de Allah'ın izniyle, evlatlarının fedakarlıkları ve ferasetiyle aşacaktır.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...