Saat 16.42, günlerden Cuma, Ayın sekizi, Aylardan Nisan, Yıllardan 2016
Yine bir iş gününün son dakikalarındayız. Bastıran yağmur sıcağı ve bungun hava dışarıda hareket etmeyi zorlaştırıyor. Hemen terlemeye başlıyoruz. Güneybatıdan gelecek yağmurun ön habercisi nemli ve sıcak bungun hava. İş yerinin camları açık, dışarıdan mı içerden mi geldiğini anlayamadığım ince sesli bir arabeskçinin bezdiren musikileri ortalığı daha da sıkıcı hale getiriyor.
Sol kulağımda çınlama var. Sesleri eskisi kadar net algılayamıyorum. Bazen kelimeleri anlayamayıp anladığım en yakın kelimeye göre tefsir edip cevaplar veriyorum. Bu da odadaki gençlerin yüzünde bir tebessüme yol açıyor. Ben tebessümlerinden anlıyorum yine bir gariplik yaptığımı. Tekrar sorduğumda anlamam için daha yüksek sesle cevaplıyorlar. Eğer konu bir şaka,muziplikse bana tekrar edinceye kadar soğuyor ve anlamını yitiriyor. O nedenle her şeyi dinlemeye,anlamaya çalışmayacağım. Yetsin artık bu güne kadar dinlediğim ve anladıklarım. İçe dönüp tefekkür zamanı geldi. Hayatı ve yaşadıklarımı muhasebe / murakebe edip hazırlıklarımı tamamlamaya çalışmalıyım.
Bu bloğu oluşturmaya Temmuz ayı içinde,sıcak bir öğle sonrasında başlamıştım.Aklıma ilk gelen kelimeyi yazıvermişim başlığa...
8 Nisan 2016 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bir beyaz örtü
Bu sabah yataktan kalktıktan sonra yatağının yanındaki pencereden dışarıya baktığında mavi gökyüzünü göremedi. Dağları göremedi. Her yanı ka...
-
Nüfus kaydına göre altmışiki yıl önce Gediz ovasının doğu kısmında bulunan Salihli'de, Annem ve babamın ifadelerine göre Mayıs ayının il...
-
Dün Arkadaşım İsmail le öğle arasında çarşıyı dolaştıktan sonra işyerinin merdivenlerine çıkmadan önce İsmail eliyle kırmızı plakalı bir yük...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder