"Bir işe yaramamak" öyle bir düşünce geçti içimden. Bilgisayarın başında sabahtan beri oturuyorum. Saat 10.30 da bir iş geldi hallettim. Öğlen olunca arkadaşla dışarıya çıktım. Bir başka arkadaş ziyaretime geldi. Gün boyunca arada çaylar kahveler içtik zaman zaman. Dışarıda dolaştım.Aşağıya indim,yukarıya çıktım. Saat hala 16.40 hala bekliyorum saatın 17.00 olmasını. Bekliyorum.Yarın sabah saat sekizde gelecek yeniden akşamın 17.00 sine kadar sabırla bekleyeceğim.
Çalıştığım -pardon- oturup beklediğim odada beş personel daha var. Bazen bir konu açılıyor hepimiz fikrini söylüyor bir canlılık oluşuyor. Genellikle önlerindeki bilgisayar ekranında bir şeyler yapıyorlar. Herkesin ekranı kendine dönük olduğundan internette mi geziyorlar,iş mi yapıyorlar belli değil. Ancak servis sorumlusunun hal ve tavrından işlerin yolunda gittiği anlaşılıyor.
Sabahattin Ali'nin "Kuyucaklı Yusuf" kitabında, Edremit Kaymakamı olan kayın babasının yanında geçici bir işe giren Yusuf'un, Kaymakamlıkta işlerin yürüyüşünü görünce merak edip babasına sorduğu soru geliyor aklıma ve babasının cevabı.
(Yusuf ;-"Baba çok fazla görevleri yok akşama kadar bekliyorlar. Neden?" sorusunu, Baba -"Halkın nazarında devletin devlet olduğu -bir iş yapmasalar dahi -onların orada bulunmasıyla belli olur."diye cevaplıyor.)
Uykum geliyor bazen, gözlerimi kapatıp oturduğum koltukta kollarımı masaya dayayarak dinleniyorum.
Bir şeyler olduğunda, ya bir gürültü, ya da kapının ani gıcırdaması... Hemen gözlerimi açıyorum.
Ancak beynimin arka kısımları uyku modunda, şu an bile.
Kendim mi istedim diye düşündüğümde evet kelimesi geçiyor gönlümden evet, öyleyse şikayet ve sitem hakkım olmamalı , bu diyardan gidinceye kadar,bu deveyi gütmeliyim...
Bu diyardan gidiş için gerekli cesaret ve hareket yeteneği de kısıtlı olduğuna inandığıma göre, (başkalarına göre olmayabilir ama ben böyle düşünüyorum.) bekleyeceğim. Sabırla bekleyeceğim... Diğer bakış açısıyla pusuya yatmış bir mahluk gibi -en uygun zamanda- fırlayıp kalkmak için,gözlemleyip, hızla harekete geçeceğim. O gün için zinde olmalıyım.
Beklediğim o güne hazırlıklı...Saat 16.57 oldu,bugünlük elveda...
Bu bloğu oluşturmaya Temmuz ayı içinde,sıcak bir öğle sonrasında başlamıştım.Aklıma ilk gelen kelimeyi yazıvermişim başlığa...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Arkadaş
Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...
-
Dün Arkadaşım İsmail le öğle arasında çarşıyı dolaştıktan sonra işyerinin merdivenlerine çıkmadan önce İsmail eliyle kırmızı plakalı bir yük...
-
"Samsunda dünyanın üçüncü büyük oyuncak müzesi kuruldu. Sunay Akın ın konsept danışmanlığı yaptığı müze iki milyon TL ye mal oldu.&quo...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder