İşte sonunda oldu. Kaç dakikadır başlamak istediğim yazma işine başladım. Hızla aklıma ne gelirse yazıp kapatmam istendi. Bu Cuma sabahı işe gitmeden önce daha sabah kahvaltısına başlamadan önce güne başlarken ya Bismillah diyerek başladık. Hayırlı olsun. Geriye bakmak yok.
Sadece hızla yazmak. Durmadan düşünmeden düzeltmeden elemeden eklemeden yazmak. Bir gün geriye dönersem sildilerime saçmalıklarıma bakacağım. Ama yakın zamanda olmayacak bu. Hayatım bir fabrikanın seri imalat bandındaki parçalar gibi ilerliyor. Bir sonraki aşamada bu bantta giden parçaya ne olacağını bilmeden sırasıyla giden üretim ögesi gibiyim. Günlerin nasıl ilerlediğinin farkına varamadan günün bittiğimin akşam karanlığı bastığında anlıyorum. Bazı zamanlarda haftanın neresinde olduğum bile meçhulleniyor. O kadar tek düze ki.... Ve sanki dalgasız çırpıntısız uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasında küçük kayığında küreklerini suya atmış kürekçi gibi çaresiz ancak endişesiz bir sükunetle etrafı yatıyorum. Gözlüyorum. Bu duruma herhangidir müdahalem de yok. Yok... Kendi kendine akıp gitmiyor veya belki de akıyor ama farkında değilim. Değilim. Ömür demen şey tamamlasak için sakince sayılı nefeslerini doldurmaktan başka gayesi kalmamış avarelerden mi oldum diye sormak dahi aklımdan geçmiyor. Ama bu haline de şükür . Gücümü toplayınca yine yeniden kımıllar gibi kımıldamaya başlarız. Faydalı işler yapabilir ümidiyle bu günlük bitiriyorum. Elhamdülillah. (11 Ekim 2024 Cuma Saat 08.15)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder