20. Ekim 18.53.. Bu gün kitaba uyamadım. Bloga yazmakta geciktim. Eşim anne babasını ziyarete gittiği için evde olmadığından çocukların ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken aklıma gelmedi. Şu an ortam sakin olduğundan tuşların başına geçebildim. Ev de televizyon kapalı eşim ve çocuklarım yok. Dışarıdan da gürültü gelmiyor. Ev sessiz ve sakin. Ancak bu sessizliğin içindee kıpraşan bazı korkuları endişeleri depreştirdiğini farkettim. Kulaklarımda sürekli var olan çınlama sesine kalbimin yakınlarında da bir ürpertinin vücuda salgılattığı az miktardaki adrenalin var. Akşamın sükuneti ben neden endişelendiriyor. Geçmişten kalan bir travma mı yoksa kalabalığa alışan her insanda olan bir şey mi? Rahmetli babam 1995 yılı 16 Ağustos'undan 1 Aralık 2023 e kadar genellikle yalnızdı. Şikayetini duymadım. Ya da farketmedim. Ya da duymazlığa geldim. Yalnızlık Allah'a mahsustur derler. Babam sorunlarını açıkça ifade etmezf,edemezdi, dolaylı yoldan ifade etmeye çalışırdı onu da her zaman anlayamaz mıydık. Artık onu ahirete yolcu ettik. Bize yapıp yapmadıklarımızın murakabesinden başka yapacak bir şey yok. Ona karşı yapamadıklarınızın hesabını zamanı gelince inşallah verebiliriz. İnsan bazen yapmak istediklerini hayatın getirdişi olumsuz koşullar nedeniyle / bahanesine sığınarak yapamıyor ya da daha sonra yaparım diyerek öteliyor. Ve bir gün ötelediği şeyleri gerçekleştirmeden o günler geçiyor. Ve geriye sadece anılar acılar keşkeler pişmanlıklar kalıyor....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder