10 Haziran 2019 Pazartesi

Arife

Cuma akşamı çalıştığı işyerinin sorumlusu aradığında evde dinleniyordu. İdari tatil nedeniyle usulen açık olacak işyerinde bir süre beklemesini rica ediyordu. Her hangi bir yere gitmeyeceğinden, şehirde bulunduğundan kendisini engelleyen bir durum yoktu. İtiraz etmeden kabul etti. Zaten itiraz da canını sıkan bir şeydi. Eğer yapabileceği bir şeyse gerek yoktu lüzumsuz tartışmaya. Belki denge ve adaletin gözetilmesi ile ilgili bir talebi olabilirdi. Ama boşverdi. 
Ramazan'ın son günü bayram arifesinde, sabahtan işyerine gidip öğleye kadar sükuneti dinledi. 
Ramazanda acıkmamak enerji kaybetmemek için hareketsiz kalmak  insanın bünyesinde tembellikten öte, duygu ve düşüncelerinde bile durgunluğa yol açıyor diye düşündü. Her zamanki hayatını, alışkanlıklarını, davranışlarını, çalışmalarını  daha düşük seviyede devam ettirmek ona göre ideal olanıydı. Ve o sabah kalktığında midesinin bile diğer günlere göre daha rahat olduğunu hissetti. Acaba dedi artık vücudumuz aç kalmaya, oruca alıştığından mı rahatladı, gece yediklerimizin çeşidinden ve miktarının azlığından mı diye düşündü. 
Küçük yaşlarda oruç tutmak için sahura kalktığında aç kalırsın dayanamazsın telkinleriyle midesini normalden fazla gıda ve sıvıyla doldururdu.Sabah  ağzında kekremsi bir tad, boğazı kurumuş bir halde -fazla yemenin pişmanlığıyla - uyandığı çok olmuştur. 
Zamanla yıllar ilerledikçe eski günleri unutmayan hafızası sahur sofralarında telkine devam etti, alışkanlık haline geldi. Yanlış olmasına rağmen devam ettirdiği bu alışkanlığını her Ramazanda yapmamayı düşünmesine rağmen, bir türlü iradesini kullanamadı. 
Yemeğin ve suyun cazibesi ile açlığın korkusu mantığının önüne geçiyordu.  Ancak insanoğlu gelişen ve değişen şartlara göre kendini adapte edebilmelidir. Hal ve duruma göre en uygun kararı almalıdır. Otomatiğe bağlanmış makina gibi olmamalıdır....
 Doğrusu bu ama... diye kendi kendine mırıldandı.
...
Allah  hayırlı faydalı alışkanlıklara eylemlere yönelebilmeyi nasip etsin.(03.06.2019:13.00)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...