2 Ağustos 2017 Çarşamba

Çorba

Gecenin ilk saatleri... İşten eve geldiğimde içtiğim kahvenin üzerine, yemekten sonra arkadaşım Cihangirle kahvede konuşurken bir bardak çay daha ekleyince,  uyku uzak şafaklarda bekler oldu beni.

Gecenin ilk saatlerinde yatağımda uykuya dalma gayretindeyken büyük oğlum yanıma geldi. annesi uyanmasın diye sessizce kulağıma fısıldadı.-"Baba köye gitmek istiyoruz. İzin verir misin.?" Yaşı yirmiiki olan iki çocuğum ve yaşı onaltı olan küçük oğlumun taleplerine nasıl hayır diyeyim.  Ve artık hayatta kendi başlarına inisiyatif alarak bir şeyler yapmalılar diye düşünerek, her ne kadar bütçe eksilerde dolaşsa da "gidin ama dikkatli olun" dedim. 

Üçü de hızlı bir hazırlık safhasından sonra çantalarını alıp ellerimizi öpüp vedalaştılar. Onlar asansöre biner binmez eşim ve ben aceleyle balkona koştuk. Yukarıdan aracı seyretmeye başladık. Çantaları bagaja yerleştirdiler. Kızım öne, küçük arkaya, abisi direksiyona geçti. Tırıltıyla çalıştırıp yavaşça ilerlediler. 
Alalı daha bir hafta olan yeni beyaz aracımız karanlığın arasında arkada kırmızı ışıklarının silüetini yaya yaya gözden kayboldu. Sabah saat beşe doğru bir mesaj geldi kızımdan; "baba köye vardık." 

Her sabah kesintisiz aynı saatte çalan cep telefonunumun alarmını bazen duymadan kalktığım da olur. Ama bugün yorgunum. Zorlanarak kalktı yılların yorgunluğunu taşıyan vücudum. Eşimde gecenin bir vaktine kadar ayaktaydı ve dün Ayvalıktan teyzesini ziyaretten gelmişti. Yorgundu. Kıyamadım. Dolapta akşamdan kalan tarhana çorbasını ısıttım. Kuru ekmekleri bastıra bastıra çorbanın içine gömdüm. Biraz acı biraz tuz. yanında bir parça peynir. Ve kaşıklıktaki en büyük kaşık elimde. Çorbayı içmeye başladım. 

O anda hatırıma,  Babam 1968 li yıllarda Manisa Tekstil Fabrikasına sabah 07 vardiyasına yetişmek için hazırlanırken, Annemin hazırladığı yer sofrasında tıka basa kuru ekmekle doldurduğu  ekşi tarhana çorbasını telaşla ve hohlayarak kaşıklaması  geldi. 

Yıllar sonra ben de aynı durumdayım. Ancak beni takip edecek ve ileride benimle aynı sofrada yediklerime şahitlik edecek hatırlayacak gençler uzaklarda.

İşyerindeyim saat 10.07 olmuş ve karnımın keyfi yerinde. 
Ne yersen ye ama çorba bir başka tad, bir başka keyif ya da ilaç.


(02.08.2017)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...