4 Ağustos 2017 Cuma

Taşın Altı

Yaptığı hayırlı bir eylemden sonra olumlu bir ruh hali içinde olmalı insan.
Ama gücü yettiğince imkan dahilinde tüm yapılacakları yerine getirdikten sonra, önlemlerini aldıktan sonra, olumlu bir ruh hali içinde, olumlu sonuçlar beklemenin ümidi içinde olmalı.

Yoksa pasif, hareketsiz edilgen bir durumda otur havaya bak ve dua et. Olumlu ümitli, hayırlı dualar et. işe yarar mı? İhtimal düşük. 
Ama amacın için çalıştıktan sonra daha alnında terler kurumadan ellerini açmasan dahi içinden geçen yakarışları duyar Rabbimiz. 
Ve amaca ulaşmak için yapılan eylem/gayret istek sahibinin isteği konusundaki samimiyetini göstermektedir. 
Pasif edilgen durum içinde güzel amaçlar besleyen kişi -dünyanın en acıklı nidasıyla niyaz etse dahi- samimiyetini eylemle ortaya koymadığı için  -amacı için ortaya yapıcı eylem koyana göre- geridedir. 
Yetersizdir. Bu olmayacak duaya amin demektir. 

Olabilecek bir istekse biraz da isteyenin elini taşın altına sokması lazım değil mi?

(Eskilerin deyimiyle " armut piş ağzıma düş.")

Gerçekten muhtaç olanları tenzih ederek; Toplumumuzun bir bölümünün, son zamanlarda yukarıda olumsuzluklarını saydığımız durumda olduğu müşahade edilmektedir.

Özellikle sınırlı kaynakları ile ancak hayatını sürdürecek durumda olan bir kısım zevat sadece kendilerine yapılan sosyal yardımlar için sosyal hizmet kurumlarının kapılarını aşındırmaktadır. Sınırlı kaynaklarının daha da geliştirilebilmesi için imkanlarını genişletecek faaliyetlere girişmemekte ya da  vaz geçmektedirler.

Çünkü üretmek; emek, gayret ve risk içerir. Onun  yerine hayatının beilli bir standardın altında olduğunu resmi olarak ispatlayabildiği takdirde, kendini sosyal devletin şemsiyesi içine atabilmektedir. Bu durumda herhangibir risk kalmamaktadır. Bu gibi kişiler için gelirin artması risk oluşturur. Eğer gelirinin arttığı resmi kayıtlarda belli olursa sosyal yardım çıtasının üstüne çıkacağından yardımsız kalabileceğini düşünerek pasif kalmakta ve devletin kesesinden beslenmeye devam etmektedir. Bu defa devletin elinde sosyal yardım için ayrılan payın artması neticesi kalkınmaya, eğitime  ayrılacak kaynak azalmaktadır. Bu kısır döngü ise tüm halkımızın topyekün fakirleşmesine yol açmaktadır.

Devletin çalışmayı teşvik ederek, çalışanı onurlandıracak ve daha net kriterlerle ihtiyacı olanları ayırabilecek formülleri ortaya koyarak (bir kısım memnuniyetsizlerin oy vermeyeceği endişesiyle) ertelemeden tavizsiz uygulaması gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...