Zihnim yarım asırlık yorgunluğunu bahane ederek tembellik etmek isterken, zorladım onu, tozlu köşelerindeki eski anılarımı karıştırdım ...
1975 yılında Manisa Cumhuriyet Ortaokulu birinci sınıftaydım.
Türkçe derslerine Talat Özel isimli bir öğretmen giriyordu. Öğretmenimiz ders anlatırken gür sesiyle sınıfın her yanına sesini duyuruyordu. Oturmayı sevmezdi. Sıraların arasını adımlardı. Nasihat eder gibi ellerini sallardı. Bu hareketlerinden ötürü bir parmağında küçük bir rahatsızlığı olduğunu, yüzünde bir beni bulunduğunu da gözlemlemiştik. Derdi bizlere bir şeyler öğretmekti.Ve biz öğrencileri de anlattıklarını bazen can kulağı ile dinlemesek bile gür sesinden ötürü duyar anlar ve algılardık.
Günlerden bir gün;
- "Çocuklar ! Son sınıftaki arkadaşlarınızın büyüklerinizin hazırladığı bir piyesimiz var Manisa Eğitim Araçları Salonunda" diyerek bizi davet etti.
Okulca sınıf sınıf sırayla gittik piyese. Adı hala aklımda "Çatallı Köy".Yazarı Ali Yürük.
Konusunu tam hatırlamasam da bir kaç gün sonra Talat Hocamızın sınıfta bir sorusuyla karşılaştık.
-"Piyesi nasıl buldunuz çocuklar ?. Nerelerde eksiklik gözlediniz ?.Nereleri sizi etkiledi ? "Düşüncelerini söylemek isteyenler var mıydı yok muydu hatırlamıyorum.
Parmak kaldırdım söz istedim.
-"Öğretmenim ! Ergün Abimizin konuşma sırasında kullandığı lehçe ile piyesin geçtiği mekan ve konu arasında uyumsuzluk vardı. Ergün Abi Köylü ama konuşmaları köylü gibi değil İstanbul Efendisi gibiydi."dedim. (Ergün Abi Piyeste başrolde idi.)
Talat Hocam sınıfı adımlamaya devam ederken,sağ işaret parmağı havada bana doğru sallayarak "Haklısın" dedi. Ve devam etti. Ancak devamında neler dediğini hatırlayamıyorum. Çünkü on bir on iki yaşında bir çocuk için öğretmeninin "haklısın" demesi farklı bir kıvanç kaynağıydı. Kendimi önemli hissetmemi sağlamıştı
Zaten kitaplarla aram iyiydi. Kitaplarla dostluğa, kütüphanecilerle ahbaplığa o gün bu gündür devam edip durdum.
Ardından, ortaokul üçüncü sınıfın yılbaşı gününde birbirimize karşılıklı hediyeler almamızı istedi sınıf öğretmenimiz. Kur'a çekti. Kur'ada kim çıkarsa ona hediye alınacaktı. Çıkanı gizleyip sınıfça hediye teslim anında bilinecekti. İlhan(*) çıkmıştı şansıma. İlhan'a düşüne düşüne dar bütçemin sınırları içinde bir hediye alıp yılbaşından sonraki ilk rehberlik dersinde herkesle beraber verdim. Bana da Ekrem İnne(**)'den bir çizgi roman hediye olarak gelmişti. Sevindim. Kitabı kapağındaki resminden itibaren incelemeye, önsözüyle çizgi hikayeyi okumaya başladım. Bu kitap beni etkiledi.
O güne kadar Tommiksler,Teksaslar,Zagorlar,Zemblalar,Kaptan Swingler,Mister Nolar,Tom Brakslar, Kızılmaskeler ,Savaşan Dünya isimli 2.dünya savaşını çizgilerle anlatan nice kitabı anneden babadan gizli okuyup duruyordum.

....Bu piyes ve resimli kitap hayatımın bir dönemecinde referans olacağını, bir dönemeçte karar verirken bana yön göstereceğini bilmiyordum.
.............................................................................................................................
(*) İlhan Polis oldu.Yüzündeki muzip gülümsemesi hala gözümün önünde.
(**) Ekrem İnne; Manisa RAKS fabrikasında elektrik teknisyeniydi.Şu anda Manisa ATAK Elektrik şirketinin ortaklarından.Çocukken öfkeli bakışları vardı.Hala öyle mi bilmiyorum.
Merhaba,
YanıtlaSilSamimiyet ve edebiyatınızdan dolayı keyif aldım. 30.11.1976 Doğumluyum bu arada. Nereden ya da hangi taraftan olmanız çokta önemli değil yazdıklarınızdan sebep. Size yapılan Talat hocamızın övgüsü yıllar önce sevgili felsefe hocamın bana yaptığı övgü gibiydi, sanki o günü gördüm!
Kalın sağlıcakla, selametle.
Cenk KILIÇ.
Yorumunuz için teşekkür ederim Cenk Kardeşim. Bu dünyadan gelip geçeceğiz. En azından birkaç hatıram kalsın diye düşünerek doldurmuştum satırları. Selamlar.
Sil