6 Kasım günü yazımı ;
"Yükseklerde gri yağmur bulutları beklemekteydi. Yağmurla ıslanmış kuru çınar yaprakları darmadağınık bir şekilde zemine yapışmışlar bekliyorlardı.
"Yükseklerde gri yağmur bulutları beklemekteydi. Yağmurla ıslanmış kuru çınar yaprakları darmadağınık bir şekilde zemine yapışmışlar bekliyorlardı.
Yeni bir yağmur dalgasında sürüklenmeyi, ya da hafif bir rüzgarla kuruduktan sonra, yine başka bir rüzgara kapılıp uçup gitmeyi.
Yapraklar rüzgarlarla uçuşmayı beklerken , bizler de o şarkıdaki gibi (kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına) bahtımızın rüzgarında uçuşmayı bekliyoruz.(saat :15.09) "
diye bitirmiştim.
Bu sabah işyerinde masama oturmadan önce odamdaki pencereden arka bahçeye baktığımda; belediyeye ait mavi renkli bir traktörün römorkuyla beraber jeneratörün yanına park etmiş olduğunu gördüm.
İleride birkaç temizlik işçisi ellerinde süpürge ve faraşlarla yerdeki kurumuş, ancak önceki gün yağan yağmurdan dolayı yere yapışmış olan yaprakları süpürmeye çalışıyorlardı.
Her bir yaprak için süpürgeyi yere bastırıyor ve çöp faraşına doğru zorlayarak itiyorlardı.
Bir kaçı ise yaprakları yığıyor; biriktirdiği yaprakları faraşa süpürüyordu.
Sonunda meydan temizlendi. Başlarındaki reisin talimatıyla römorka bindiler. Römork açıktı.
Traktör ilerlemeye başladığında hızın rüzgarı üşütüyor olmalı ki, römorkun ön tarafına geçerek sırtlarını gidiş yönünün tersine doğru çevirip çömeldiler. Ceketlerinin yakalarını kaldırarak boyunlarını göğüslerine doğru büzdüler. Bir ikisi ellerinde sigarayı avuç içlerinde gizleyerek içiyordu.
Traktörün üzerinde ise soğuğu ve rüzgarı engelleyen siperlik vardı. Her nedense reis üşüme emareleri göstermiyordu. O da sürücünün yanına, siperlikli traktörün arka teker üstündeki yere oturdu.
En sonunda sürücü, traktör ve römorkun etrafını kolaçan ettikten sonra direksiyona geçti.
Motoru çalıştırdı.Tırıl tırıl dizel motor sesi. (Yeni tip motorlar,çevre hassasiyetiyle hem emisyon,hem de gürültü olarak çok daha sessiz) Traktör önce geri geri gitti. Sola yanaşarak manevra yaptı.
Arkada bulunanlar kalkık yakalarının arasına indirdikleri eğik boyunlarıyla birbirlerine sokulmuş halde, traktörün üzerinde oturan reis ise kendinden emin ileriye doğru bakarken, tırıltısı gitgide uzaklaşan araçlarıyla ilerdeki yoldan sola dönüp yeni bir göreve doğru kaybolup gittiler.
Ağaçlar hafif rüzgarda nazlı nazlı sallanıyorlardı.
"Bu mevsim bu ağaçlar ve üzerlerinde bulunan bu yapraklar belediye işçilerine kara kış başlayıncaya kadar daha çok iş çıkaracaklar "
diye düşünerek yerime oturdum.
Bilgisayarımın çalıştır düğmesine basmadan evvel her zaman TRT Nağmeye ayarlı olan radyomun düğmesini çevirdim.
Yeni bir iş günü yine başlıyordu...
diye bitirmiştim.
Bu sabah işyerinde masama oturmadan önce odamdaki pencereden arka bahçeye baktığımda; belediyeye ait mavi renkli bir traktörün römorkuyla beraber jeneratörün yanına park etmiş olduğunu gördüm.
İleride birkaç temizlik işçisi ellerinde süpürge ve faraşlarla yerdeki kurumuş, ancak önceki gün yağan yağmurdan dolayı yere yapışmış olan yaprakları süpürmeye çalışıyorlardı.
Her bir yaprak için süpürgeyi yere bastırıyor ve çöp faraşına doğru zorlayarak itiyorlardı.
Bir kaçı ise yaprakları yığıyor; biriktirdiği yaprakları faraşa süpürüyordu.
Sonunda meydan temizlendi. Başlarındaki reisin talimatıyla römorka bindiler. Römork açıktı.
Traktör ilerlemeye başladığında hızın rüzgarı üşütüyor olmalı ki, römorkun ön tarafına geçerek sırtlarını gidiş yönünün tersine doğru çevirip çömeldiler. Ceketlerinin yakalarını kaldırarak boyunlarını göğüslerine doğru büzdüler. Bir ikisi ellerinde sigarayı avuç içlerinde gizleyerek içiyordu.
Traktörün üzerinde ise soğuğu ve rüzgarı engelleyen siperlik vardı. Her nedense reis üşüme emareleri göstermiyordu. O da sürücünün yanına, siperlikli traktörün arka teker üstündeki yere oturdu.
En sonunda sürücü, traktör ve römorkun etrafını kolaçan ettikten sonra direksiyona geçti.
Motoru çalıştırdı.Tırıl tırıl dizel motor sesi. (Yeni tip motorlar,çevre hassasiyetiyle hem emisyon,hem de gürültü olarak çok daha sessiz) Traktör önce geri geri gitti. Sola yanaşarak manevra yaptı.
Arkada bulunanlar kalkık yakalarının arasına indirdikleri eğik boyunlarıyla birbirlerine sokulmuş halde, traktörün üzerinde oturan reis ise kendinden emin ileriye doğru bakarken, tırıltısı gitgide uzaklaşan araçlarıyla ilerdeki yoldan sola dönüp yeni bir göreve doğru kaybolup gittiler.
Ağaçlar hafif rüzgarda nazlı nazlı sallanıyorlardı.
"Bu mevsim bu ağaçlar ve üzerlerinde bulunan bu yapraklar belediye işçilerine kara kış başlayıncaya kadar daha çok iş çıkaracaklar "
diye düşünerek yerime oturdum.
Bilgisayarımın çalıştır düğmesine basmadan evvel her zaman TRT Nağmeye ayarlı olan radyomun düğmesini çevirdim.
Yeni bir iş günü yine başlıyordu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder