6 Kasım 2013 Çarşamba

Yağmurlu bir 21 Aralık

Gündüzün en kısa ,gecenin en uzun olduğu 21 Aralık günündeyiz.

Bugünlerde hava yağmurlu geçiyor Manisada.
Her yerde ıslaklık,nem ,rutubet var.
Yolda yürürken geçen araçlardan kendinizi korumalısınız.
Belediyenin yeni düzenlediği yollarımızın ne sürücülerce ne de yayalarca
bilinemeyen bazı noktalarında oluşan alttaki derinliğini tahmin edemediğimiz çukurlar suyla doluyor.
Araç sürücüsü farkına varırsa yavaşlıyor.Fark etmezse yayaların vay haline.
Ya da derin bir çukursa aracının alt takımlarının vay haline.
Sadece yol yapımı konusunda basit bir ihmal,iş geciktirme,ya da denetimsizlik.
İster istemez faturasını beraberce ödüyoruz.
Geçenlerde (19 Aralık Pazar 17.30 ) Uncubozköyden Karaköy e araçla gelirken laleli kavşağından sonra bir araç yoğunluğu vardı.İlk anda sebebini anlayamadık. Hiçbir araç YSE kavşağındaki alt geçide girmek istemiyor. Tam bir kaos.Karaköy e gideceğimden sağa yanaşmıştım.Alt geçidin yakınına kadar ne olduğunu anlayamadık. Alt geçidin biraz önünde polis memuru el kol hareketleriyle araçları  Karaköy yoluna yönlendiriyormuş.Araçlarda sağa girmeye çalışıyor.
Kaos ve gariplikler ardarda.Yol laleli kavşağında kapatılarak araçlar farklı güzergahlara yönlendirilebilir.
Yağmur suyunun sebep olacağı zararlara karşı alt geçitte bir mekanizma olması gerekir.

Yağmur rahmet ardından bereket getiriyor...
Yağmurun fazlası ise (eğer önem alınmamış ise)  kargaşa, felaket...

Şemsiye ile yağmur altında Kırmızı köprüden dere boyunca adım adım yukarıya Çaybaşına doğru yürümek.
Derenin içine bakıp, akarsuyun taşların arasında çağlayarak kıvrım kıvrım akışını,taşlara çarptığında beyaz köpüklerle çağıldayışını,önüne kattığı taşıyabileceği büyüklükteki dalları çöpleri alıp gitmesini,
Esen yelin savurduğu sararmış kuru çınar yapraklarının yağmur damlalarıyla uçuşarak sulara kapılmasını... durup seyretmek.

İvaz Paşa Camisinin eski duvarlarından akan yağmur suyunun  damladığı yerde oluşturduğu küçük göle damla damla tıpırdayışını dinlemek.
Namazdan çıkan cemaatin ıslanmamak için telaşla evlerine doğru koşuşturmasını durup seyretmek.
Akşam karanlığı çökmeye başladığında ve ışıklar yandığında sokak lambalarının yola yansıttığı pırıltıları seyretmek...

Kırmızı Köprüden yukarıya çıkarken  solda kalan avcılar kıraathanesinde ,kahvedeki müşteriler tek tek evlerine giderken gidecek yeri olmadığından ,derenin çağıldayışına dalarak ,buğulu camlardan yansıyan kendi gölgesinde akşamın yalnızlığını sorgulayanlara ...geçerken şöyle bir bakmak.

Dereler çağlamaya başladığında sanki kulaklarımızın içinden gönlümüze doğru akıyor ve içimizi arıtıyor.

Sonra sükuna ermiş bir ruhun melankolikliği içinde eve doğru yavaş yavaş yürümek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...