6 Kasım 2013 Çarşamba

6 Kasım 2013 sonbaharın ilk yağmuru

Öğleyin yemek sonrası arkadaşlarla Hatuniye Camisinin batı tarafındaki kuyumcular çarşısında dolaşırken hava kapalıydı. Yükseklerden Spil dağının zirvesini sıyırarak, güneyden kuzey doğuya hızla geçen kurşuni yağmur bulutları yağmurun her an düşeceğini düşündürüyordu ve düşen yağmurun da kuvvetli olacağını anlatıyordu.

İş yerine geldiğimde radyomu açtım. TRT Nağme her zamanki şarkıları terennüm etmeye başladı.İşlerle meşgul olurken bir an sırtımın dönük olduğu  pencereden dışarıya baktım.

Pencerem güneye doğru idi ve eski adliyenin arka tarafındaki araçların park edildiği meydana bakıyordu. Bana göre meydanın sağında kalan lojmanların doğu tarafına çizgi boyu sıralanmış çınar ağaçlarının ve çam ağaçlarının dallarının rüzgardan savrulduklarını,kurumuş dökülmüş  çınar yaprakları ve diğer hafif çöplerin anafor haline dönerek havalandıkları görülüyordu.

Rüzgarla beraber güneydoğu yönünden yağmur damlaları da düşmeye başladı.İnce sık damlalarıyla kuru yaprakları ve yeri ıslattıkça, rüzgar ıslanan ve ağırlaşan yaprakları uçuramamaya başladı.

Bu arada sol tarafımdaki jeneratörün yanındaki sundurmadan bir şahıs ağzından sigara dumanlarını savura savura biraz telaşla adliye lojmanlarına doğru hızla geçti.

Sundurmanın altında bulunan siyah 4x4 bir araç sileceklerini çalıştırarak sola doğru bir manevra yaparak ilerleyip gitti. Tekerlekleri arkasına ve yanlara doğru su sıçratıyordu.Aracın tekerlek izleri ıslanmış zeminde belli oluyordu.

Yağmur hala yağıyordu.Hızını azaltmasına, incelmesine, uzaktan belli olmamasına rağmen yağıyordu.

Sundurmanın üzerine düşen yağmur damlaları oluklardan yere doğru akmaya, yerde su yolları oluşturmaya başladı. Ancak su yolları yerdeki yaprakları sürükleyecek kadar çok değildi.

İçerde ise hayatın her zaman süregelen bilinen telaşı devam ediyordu. Memurlar kendi aralarında işlerle ilgili konularda çalışırken / konuşurken, Müdür Yardımcıları ise önlerinde biriken evrakların doğru olup olmadığını incelemekle meşgul oluyorlardı.

İşinin sonuçlanmasını bekleyen vatandaşlarda kapı önünde ve koridorda belirsiz bir sürecin bir an önce sonuçlanmasını sabırla bekliyorlardı.

Bu arada yanıma gelen arkadaşla sohbet ettikten sonra uğurlamak için dışarı çıktığımda yağmur dinmişti.

İçeriye geldim masama oturmadan önce yanından geçtiğim penceremden güney yönündeki meydana tekrar baktım.

Yükseklerde fırtına dinmiş olmalı ki gri yağmur bulutları hareketsizdi. 
Yağmurla ıslanmış kuru çınar yaprakları  da darmadağınık bir şekilde zemine yapışmışlar bekliyorlardı.

Yeni bir yağmur dalgasında sürüklenmeyi, ya da hafif bir rüzgarla kuruduktan sonra,yine başka bir rüzgara kapılıp bilinmezliklere doğru uçup gitmeyi.

Yapraklar rüzgarlarla uçuşmayı beklerken , bizler de o şarkıdaki gibi (kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına) bahtımızın rüzgarında uçuşmayı  bekliyoruz.(saat :15.09)
(TRT Nağmede de aynı şarkıyı çaldı.Saat 15.40 da hoş bir tesadüf)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...