15 Ekim 2019 Salı

Münbiç

Bir haftadır Suriye'deki Barış Pınarı Harekatını televizyondan  tvitterden sürekli izliyordu. Son iki gün münbiç konusu üzerine aklı takıldı. "Münbiç'e neden girilemedi neden geç kaldık?" diye düşünürken 15.10.2019 günü saat 13.55 sıralarında münbiç e rejim güçlerinin girdiğini öğrenince, içindeki sıkıntı biraz daha arttı. "Acaba girmediler ama rus medyası girdiklerini mi söylüyor?" diye düşündü. Ardından yeni haberler geldi. Münbiçten açılan bir ateş sonucu bir askerimizin şehid olduğunu öğrendi. Karşılık olarak 15 eşkiyanın yok edildiğini öğrendi. Ama münbiç ile ilgili ne olduğu konusunda net haberler bir türlü gelmiyordu. Zaman aleyhe gelişiyordu. Şu an itibari ile dahi içindeki sıkıntı devam ediyordu. 
Ama sonuçta oraları Suriye devletinin sınırları içerisindeydi. O devlet şu ana kadar neredeydi. TSK harekata başlayınca Suriyedeki o devlet birden devlet olduğunu hatırlayıverdi. Ordumuzun harekatı üzerine Türk düşmanları ise birden birleşerek yön ve yer ve taraf değiştiriverdiler. Bu kadar hızla taraf değiştirebilen bir örgüt dünyada yoktur. O kadar çabuk taraf değiştirdiklerine göre, bu durumlarını birileri daha önceden hesap etmiş ve onları bu plandan haberdar etmiştir. Özellikle Rusların sessiz ve derinden, iki yönlü,  arka planda durmalarına rağmen, olayları Türkiye aleyhine anında ayarlayabilmeleri, Suriye'deki diğer silahlı güçlerle çok daha önceden haberleşerek organize olduklarını gösteriyor. 
Dünyanın dört bir yanından ilgili ilgisiz bir çok Türk düşmanı teşkilat birden bire tepkilerini gösteriyorlardı. Dünyanın bir çok  yerinde kendilerinin de ortak olduğu nice zulüm ortada iken pişkinlikle  Türkiye Cumhuriyetini suçluyorlardı.  
Bildiği, duyduğu okuduğu, anlayıp idrak edebildiği  kadarıyla,  dünyadaki hiç bir askeri eylem daha önceden " bir gece ansızın gelebiliriz" denilerek haberdar edilmemiştir.  Bu ön bilgi düşmanımızı teyakkuza geçirmiş ve A dan Z ye envai çeşit türlü planlar geliştirmelerine yol açmış olabilir. 
Ve dünya çapındaki bu yoğun tepki fırtınasının gösterdiği diğer bir acı nokta ise; Asker, üstün mahareti ve cesaretiyle üzerine düşen görevi başarıyla tamamlamasına rağmen, ne yazık ki  politikacıların -genellikle yaptıkları gibi- askerle birlikte milli hedeflere doğru başarıyla yürüyemediği anlaşılıyordu. Rusların ya da daha genel ifadeyle düvel-i muazzamanın Suriye'de örgütlerle oyununu politikacılar ve istihbaratçılar bozabilmeliydiler. 

İnşallah bu düşünceler yanlış olur ve her yönüyle barışa/nihai zafere ulaşılır.

Kısaca Misak-ı Milli hedefine biraz daha yaklaşmışken bir şekilde durdurulmak içini acıtıyordu.

"Allah Türk Ordusuna ve Türk Milletine etrafına  geçirilen çemberleri kıracak güç , kudret, kuvvet versin. Asker ve sivil Türk Milletinin idarecilerine her daim düşmandan daha üstün düzeyde akıl fikir feraset cesaret  versin.  Bizlere her alanda yeni başarı yolları açmalarını nasip etsin." düşüncesiyle durdu kaldı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...