16 Mayıs 2018 Çarşamba

Heyecan

Öğlenin sıcağında  güneşin tepesinden aşağıya bıraktığı ışın hüzmesi altında sağa sola dolaşırken terledi. İşyerine girdi, klima açılmıştı. Birkaç saat daha geçti.Vakit ikindiye yaklaşırken hava yavaş yavaş gölgelenmeye başladı: Bulutlar toplanıyordu. Hava serinliyordu ve ardından gökgürültüsüyle beraber ani bir yağmur bekleniyordu. 
Üzerinde ilk ramazan gününün, ilk orucun halsizliği vardı. Yerinden kalkmak, birşeyler yapmak içinden gelmiyordu. Düşünmek istediği bazı konularda zihninin kapasitesinin  sonuca erişmekte zorlandığını hissediyordu.  
En iyisi her şeyi otomatiğe bağlamak  araması gerekenleri, yapılması lazım olanları yaparak akşama, top sesine, iftara ulaşmak amaç olmalı diye düşündü. Yani hayatı idame,  hayatı rolantiye almak ilk günü aşabilmenin basit formülü... Belki de hayatı böyle basit yaşamaya çalışmak, sade bir yaşam döngüsü içinde olmak ardından huzuru da getirecektir kimbilir!
Aklına ilk gece dün akşam gittiği teravih namazı geldi. Ne cemaatte, ne müezzinde, ne de kendinde eski ramazan gecelerinin o mutlu heyecanlı halini bulamadı. Herkes kendi halinde birşeylerle meşgul. Ramazan toplum olarak hep birlikte  yaşandığında güzel. Yalnız başına, kendi kendine tadı olmuyor diye düşündü. Namazdan evvel vaizin hamaset dolu 15 Temmuz ve Afrin söylemleri içini bir hoş etti. Camiden çıksa çevresi ne diyecekti. Sustu bekledi.Namazdan sonra etrafa baktı baktı ve ... Herşeyin tadını gitgide  kaybediyorum... diyerek eve doğru adımlamaya başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...