24 Ocak 2018 Çarşamba

Poyraz

Mesai bitimine on beş dakika varken birim sorumlusunun odasına gitmişti. Kendi odasına, masasına dönerken koridorun karşı ucundaki doğu penceresinin ön tarafındaki demiryoluna doğru inen yolun  ortasında sıralanmış bulunan palmiye ağaçlarının bir hayli eğilerek sallandıkları farketti. 
"-Poyraz sert esiyor. Bu gece de halimiz harap" dedi mırıldanarak.
Odasına girdi. Bu defa kuzey penceresinden seyretti dışarıyı. Pencerenin dibinde bulunan çamın dallarında hareket yoktu. Bina kuzeyden gelen rüzgara set oluyor ve bu yöndeki ağaçları sert ve soğuk poyrazdan bir nebze olsun koruyordu.
Zaten şehrin güneyindeki yalçın dağın zirvesini bir kaç günden beri yoğun bulut tabakasından dolayı göremiyorlardı. Şehrin kuzey tarafında hava açık olduğu halde güneyindeki dağ silsilesinin önüne yığılmış kara bulutların yoğunluğu, Anadolunun kuzey batı ve kuzey taraflarında nice bir kışın sürmekte olduğunu hissettiriyordu. İnternetteki haber siteleri İstanbula kar başladı haberleriyle ve resimleriyle doluydu. 
Şehir sakin görünmesine rağmen yurdun diğer bölgelerinde meydana gelen hava durumundan olumsuz olarak etkileniyordu. Sadece hava değil, her şey etkiliyordu birbirini. -"Bir milletsek bir vatan parçamız varsa etkilenmekten daha doğal ne olabilir. Etkilemiyorsa o zaman tedirgin olmalı, korkmalı."diye düşündü.
Sonra kendisi sıcak odalarda hizmet etmeye çalışırken memleketin dağlarında tepelerinde kar kış demeden çabalayanları düşündü. Hayıflandı. 
"Yardım et Allahım yoksula,yolda kalmışa,
 Yardım et Allahım memleketin varlık ve bekası için gayret edenlere.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...