6 Aralık 2016 Salı

Cam Fanusta Emeklilik

          Kısık sesle çalan radyoda ince sesli bir hafif müzik sanatçısı flüt ağırlıklı bir eser takdim ediyor sevgili radyo dinleyenlerine.
       Arada masa telefonunun çalan sesi ile telefonla konuşma sesleri müziğin tınısını kaybediyor. Yine odadaki arkadaşların sohbetleri de etkiliyor. Bu arada radyoda sanatçı değişmiş, bir erkek sesi dolduruyor diğer seslerden kalan boşluğu.Müziğe mızıka sesi de karışıyor. Ardından ince sesli bir başka bayan sesi..."Her şey bitmedi daha, aşkımız kalmasın yarım.Mutlu günler geri gelsin !"  Saatin on olduğunu söyleyen spikerin davudi sesi gürlüyor hoparlörden...
      Dışarıda yükseklerden geçen pervaneli bir uçağın (tayyarenin) yere ulaşan yankısı. Odanın kuzeye bakan penceresinden görünen büyük meydanın sağ tarafında bulunan orta okulun altından geçen yolun köşesinde,  restore edilmiş eski binaya vuran kış güneşinin sarı renkli ışıltısı ile meydana dönük kapısının ve pencerelerinin gölgedeki loşluğu. Eski binanın bitişiğindeki yüksek apartmanın güney duvarına vuran abartılı bina  tezyinatının (süslemesi) gölgesi farklı bir görüntü oluşturuyor.
İçeriye giren iki misafirin arkadaşlarla sohbetleri, sık çalan telefon ve telefon konuşmaları radyoda çalan müziği, neyin çaldığını unutturuyor, etkisizleştiriyor.
       Sabah 08.15 den bu yana -kısa aralıklarla ayrılsam da- bilgisayarın başındayım. Sistemde yeni bir görev verilmemiş bana. Bekliyoruz. Bir iş, eylem, görev gelirse yapmak üzere...Daha önce de ifade edildiği gibi memurun en önemli (en yararlı değil) özelliğinin sabır olması gerekir.
    Yöneticiler için astlarında bu özelliğin bulunması onları rahatlatır. Sorumlular ekseriyetle sorgulayan ve aktif memurları sevmezler. Onlara göre sorgulamak, analiz etmek, çok seslilik; etkinliği ve verimliliği sabote eden bir şeydir. Kısaca argo deyimle "Salla başı al maaşı"modunda kapı kulu memurları olsun isterler. Arada bazı sivriler çıkarsa çok rahatsız olurlar ve sivrilerin sivrilikleri ya düzeltilir, ya da başka birime "önemli bir görev için" görevlendirilirler/ nakledilirler/ tayin edilirler.
       Takım çalışması,"bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür",  "Takım ne kadar güçlü olursa olsun kaleci bozuksa sonuç hüsrandır.",  "Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu kurtarır" gibi sözler kitaplarda ilgiyle okunan ifadelerden öteye geçmez onlar için...
      Ancak bu özelliğin farklı yan tesirleri oluşuyor zaman içinde ve alışınca kronikleşiyor. Çünkü beklemek, hiç bir şey yapmadan beklemek, insanı gitgide hayatta da pasif hale getirebiliyor. Yani iş yerinde  iş bekleyen kişi, zamanla hayatın diğer alanlarında da beklemeye başlıyor. 
      Hayatın dinamiğini kaybediyor, piyasanın nabzının nerede attığını, etrafta  ne olup olmadığını takipten vazgeçiyor, zamanla tepkisiz kalıp emekli oluncaya kadar bekliyor. Emeklilikte de  hayatı ev cami kahve arasında geçiyor. Bir kahvehanenin yola bakan penceresinden, cam fanustaki balık misali sessizce gözlemliyor. Bekliyor, belki de bilinçsizce biraz önce yoldan omuzlarda geçen dört kollu sala binmeyi. Binip kurtulmayı... Korkuyor sokağa çıkmaya, sokakta/piyasada sudan çıkmış balık gibi sersemliyor. Çünkü her köşe başında cambazlar bin bir hile ile onun iyi niyetini çelmelemeye çalışıyorlar.(sanıyor)
En güzeli, nerede ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak. Yeknesak alışkanlıkların esiri olmaktan kurtulmak. Son ana kadar aktif olmak...

Her gün bir yerden göçmek 
Ne iyi 
Her gün bir yere 
Konmak ne güzel 
Bulanmadan, donmadan 
Akmak ne hoş 

Dünle beraber 
Gitti cancağızım 
Ne kadar söz varsa 
Düne ait 
Şimdi yeni şeyler 
Söylemek lazım…MEVLANA












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...