Yine bir Eylül ayında klavyenin başındayım.Takvimde yapraklar sırasıyla değişiyor,rakamlar, günler, aylar, mevsimler, yıllar geçiyor. Yeknesak. Aynı yerde, aynı masada, aynı bilgisayar karşısında. İstesem de istemesem de bir gün değişecek. Değişenler oluyor hayatımda onlara dikkat etmiyorum da değişmeyenlere dikkat ediyorum. Neden?
Yine dün yağmur yağdı.Yine dün Kemalle buluştum.Yine dün eve gittim.Yine babamın yanına gittim. Yine... Sitem eder gibi yazıya girdim ama bir çok insan yıllarca aynı yerde eski dostlarla bir arada bulunmanın özlemi içinde...
Arkadaşlar, dostlar görev gereği gidiyor çalışıyor emekli olup geliyorlar.Ve ben yine burada yine onlarla kırlaşmış saçlarınla , genişlemiş göbeğinle onlardan biriyle karşılaşıyor,şehrin farkında olmadan değişen mekanlarının birinde sohbet ediyorsun.
Elinde bir bardak çay, karşımda eski bir arkadaş(*) ,bir Karaköy kahvesinde, kökleri, üstü kapatılan derenin içinde bulunan ulu bir çınarın altında yağmur damlalarını seyrediyorsun...
(*)1970 de ilk okula başladığımda yanımdaydı,aynı ilk okul sıralarını paylaştık,ortaokul,lise sıralarına paylaştık,Kemal Kardeşim)
Dere kapatılmadan önceki yıllarda, sabah sanat okuluna giderken Spil dağından gelen yağmur sularıyla gürüldeyerek akan derenin üzerindeki boyahane köprüsünden ürpererek geçtiğimiz günler aklımıza geliyor.
Onlarda yıllar sonra eski bir dostla bir arada olmaktan mutlu...Yüzlerindeki tebessümün doğallığından, gözlerinin içinden, göz kapaklarını kırpışlarından anlıyorsun memnuniyetlerini...
Eylülün ikinci yarısı geldi çattı. Yaz yavaşça terkediyor bu diyarı ve yerine sessizce sonbaha bırakıyor. Sessizce gelişen bir değişim bu.
Hayatımdaki diğer değişimler gibi.
Saçlara düşen kırlar,bel çevremin genişlemesi, yokuşlarda zorlanma, doktora daha sık gitme, günlük ilaçlarım, taraçadaki çiçekleri daha çok dert etmek, televizyona bilgisayara daha az gereksinim duymak, yakın gözlüğü taşımak, evde önceki yıllara göre sükunetin artması...
Bu bloğu oluşturmaya Temmuz ayı içinde,sıcak bir öğle sonrasında başlamıştım.Aklıma ilk gelen kelimeyi yazıvermişim başlığa...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Arkadaş
Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...
-
Dün Arkadaşım İsmail le öğle arasında çarşıyı dolaştıktan sonra işyerinin merdivenlerine çıkmadan önce İsmail eliyle kırmızı plakalı bir yük...
-
"Samsunda dünyanın üçüncü büyük oyuncak müzesi kuruldu. Sunay Akın ın konsept danışmanlığı yaptığı müze iki milyon TL ye mal oldu.&quo...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder