21 Mart 2012 Çarşamba günü Tapu Müdürlüğü Alt kattaydım.Saat 10.30 sıralarında merdivenden çıkmaya hazırlanırken Belediyeci Ali Dilşen Abi yanına çağırıp birşeyler anlatmaya başladı.Ben de dinliyorum ama yukarı çıkmak istiyorum. Biraz sıkıntılıyım.
Tam o sırada Ekremin babası Ahmet Amca gelince.-Hoşgeldiniz Ali Dilşen Abi beni bırakmıyor, nöbeti size teslim edip ;üst kata çıkayım dedim.Elinde paketlerle görünce de;
-Hayrola ? Nedir bunlar?
-Ekrem'in;ayakkabısı dar geliyordu genişlettim.onu getirmiştim.
-Sizin çocukluğunuzda ve gençliğinizde babanız Sizinle bu kadar (ayakkabısının darlığını düşünecek kadar) ilgileniyor muydu ?
-Nerdeee! Ben Babamın ismini bile 13 yaşında öğrendim.Okuldaydım Okul Müdürü babamın adını sordu.
-Babam dedim.
-Oğlum Ahmet babanın adı ne?
-Şaşırarak ve sıkılarak yeniden "babam" cevabını verince "Eve git öğren gel" diyerek Burhaniye'nin diğer ucunda yaklaşık 3 km mesafede olan evimize gönderdi Müdür.
Evde Anneme sordum.
-Anne Babamın adı ne?
-Şükrü. dedi Annem.
-Sonra 3 km geride kalan okula hızla döndüm ve Müdüre "Şükrü" doğru cevabını verdim.
Böylece babamın adını bilmemenin bedelini yorgunluğumla ve utancımla ödedim.
Babamın ismine o güne kadar hiç ihtiyaç duymamıştım.Evde Annem hep adam derdi.Adam aşağı adam yukarı.Halalarım,Amcalarım sadece "Abi" derlerdi.O zamanlar Burhaniye herkesin birbirini iyi tanıdığı küçük bir şehir.Yaşı küçük olan komşu ve Arkadaşları ve dostları ise Çavuş Dayı,arkadaşları ise Çavuş diye seslenirlerdi.Büyükleri oğlum,evladım diyerek seslenirlerdi. Bu kadar laf arasında Babamın adını öğrenmeye demek ki gerek duymamışım.
Kamyoncuydu.Burhaniye ile Edremit arasında yük taşırdı.Burhaniye'de ilk ehliyet alanlardandı. O nedenle olsa gerek tanınmış bir simaydı.
İşinin yoğunluğundan mı,çevresinin genişliğinden mi,eğlenceye düşkünlüğünden midir bilemiyorum Babam gecenin 01.30 unda eve gelirdi. Sabah erkenden saat 05.30 yola çıkardı.
Erken yatıp saat 08.00 ;gibi kalktığımdan yüzünü sık göremezdim.
Bu bloğu oluşturmaya Temmuz ayı içinde,sıcak bir öğle sonrasında başlamıştım.Aklıma ilk gelen kelimeyi yazıvermişim başlığa...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Arkadaş
Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...
-
Dün Arkadaşım İsmail le öğle arasında çarşıyı dolaştıktan sonra işyerinin merdivenlerine çıkmadan önce İsmail eliyle kırmızı plakalı bir yük...
-
"Samsunda dünyanın üçüncü büyük oyuncak müzesi kuruldu. Sunay Akın ın konsept danışmanlığı yaptığı müze iki milyon TL ye mal oldu.&quo...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder