29 Kasım 2024 Cuma

Mücadele

Suriye,Irak Lübnan, Ürdün, Arabistan, Mısır, İsrail, Arap Emirlikleri, Kuveyt, Yemen...  Bu devletlerin bazıları Osmanlı coğrafyasının emperyalistler tarafından parçalanması sonucunda ortaya çıkmış suni oluşumlar. 

19 yy da dünyayı çeşitli yöntemlerle sömürerek  zenginleşen ve sanayi devrimiyle gücünü arttıran batı dünyası emperyal niyetleri ve doymak bilmeyen iştahlarıyla yeni sömürü alanları bulmak ve böylece daha da büyümek için yol ve yöntemler aramaya devam ediyorlardı. Ancak yeni keşfettikleri Afrika doğu Asya ve Güney Amerikayı yıkıp sömürmeleri ve kanlı pençelerinde parçalamaları yetmemiş ve sanayi devriminin getirdiği enerji açlığıyla keşfettikleri petrol bölgeleri üzerinde yeni senaryolar uygulamaya başlamışlardı. Bu senaryoların odak noktası Osmanlı coğrafyası idi. Hem batıya yakın hem de petrol ve diğer yer üstü ve yeraltı kaynakları ve ürettiklerini pazarlama imkanları ile çok verimliydi. Osmanlı, duraklama ve gerileme dönemlerinin ardından batı ile rekabette geri kalmış eski gücünü yitirmişti. Her ne kadar  ıslahat fermanlarıyla,  reformlarla ve batıyı taklit ederek ayakta kalmaya çalışsa da, uzak görüşlü yöneticilerinin olmaması ya da olmasına rağmen güç bulup Devleti Ali Osmaniyi toparlayamaması gibi nedenlerle gitgide çöküş ve yıkılışa yaklaşıyordu. Dünya dengelerini okuyamayan, devletin imkanlarını yıkılışı durduracak önceliklere ayıramayanların sorumlu mevkilere gelmesi bu yıkılışı hızlandırdı. Avrupa coğrafyası, Balkanlar derken birinci dünya savaşı sonrasında Sevr ile tüm ülke elden çıkma noktasına gelmişti. Bu dönemde emperyallerin Sikos Pikot anlaşmasında olduğu gibi cetvellerle çizdikleri yeni ülke ve devletleri kendi çıkarlarına göre kurgulamaları, onların kendi bakış açılarını göre Ortadoğu olarak adlandırdıkları bölgeyi gelecekte yani bugünlerde yeni ateş çemberlerinin içine atmış oluyordu. Tek otoritenin yüzyılların deneyimi ile kurduğu denge ve ona bağlı huzur ortamı - girdikleri her yerde olduğu gibi- bozuluyordu.  İslam coğrafyasındaki toplumlara yeni ve bitmeyen bir   ateş çemberi içinde  kanı, göz yaşını ve acıyı getiriyordu. Ancak bu kadim coğrafyanın kadim Devleti Osmanlı'nın  yıkılışının içinden emperyal işgale karşı yeni bir direnç yeni bir mücadelenin ateşinin yükseleceği son Osmanlı Meclisi Mebusanın " Misakı  Milli" kararı ile müjdeleniyordu. Her şeye rağmen bu kararın ardında canları pahasına durup direnen mücadele eden ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu tamamlayan fedakar yiğit vatanseverler bulunacaktı. Ancak bu mücadele ve ezilen ülkelerin emperyalistlere zaferini müjdeleyen ilk örnek olan bu ülke, kurucusu Gazi Mustafa Kemal den sonra aşama aşama emperyalistlerle olan mücadelesinden uzaklaşmaya, konjonktür ve koşullar denilerek git gide emperyallerle işbirliği  geliştirilmeye başlanıldı. Bu da milli mücadelenin hedefinden uzaklaştığı düşüncesinde olan bir kısım genci yeni yollar aramaya itti. Bir kısmı kuzeyden ve uzak doğudan örneklerle kurtuluşu, bir kısmı başka coğrafyalardan bulduklarını savunmaya ve zamanla esas mücadele etmeleri gerekenlerden çok kendilerini yıkmaya yok etmeye başladılar. Ancak her şeye rağmen ve halk farkına varamasa da, gerçek emperyalizmin ülkede yaptıkları ve yapmak istediklerinin bilincinde olarak, gerçekçi mücadele yöntemleri ortaya koyarak yeniden milli mücadele gayretinde olanlar da vardır. Önemli olan, nerede ve ne şekilde olursa olsun bu düşüncedekilerin milli mücadele yıllarında olduğu gibi "mevzu vatansa gerisi teferruattır" diyerek bir araya gelebilmelerini sağlayabilmektir. 

Bunun gerçekleşmesi ile  gelecek daha aydınlık olacaktır.

25 Kasım 2024 Pazartesi

Soğukluk

Soğuk.  Şehrin güneyinde bulunan Spil dağının yamaçlarına mevsimin ilk karı yağmış ve şehre iliklere kadar üşüten ilk soğuk inmişti. Genelde ılık ve sıcak mevsimler geçiren bu şehirde yaşayanlar için beş derecenin altına inen ısı dereceleri soğuk olarak adlandırılır. Ancak bu soğuk ifadesinin insan hayatındaki anlamları tesirleri bölgenin iklim koşullarına göre değişebilir. Kutuplarda, Sibirya'da, Erzurum'da, Kars'ta yaşayanlara beş derece baharı müjdeleyebilse de sıcak iklimlerde yaşayanlar için durum farklıdır. Soğuğun iklim ve mevsimler açısından bilinen ve kullanılan anlamının yanında insanlar arasında mecazen kullanılan anlamları da vardır. İnsanın diğer insanlara karşı normalin altındaki hal tavır ve davranışlarındaki negatif değişimler soğukluk olarak adlandırılır. Muhtelif sebepleri olsa da bu durumla muhatap olan çoğu insan sebeplerini derinliğine analiz edip kavrayamaz. Ancak her şeyin ortaya çıkmasına yol açan olayların bilinen veya bilinemeyen başlangıçları vardır. İnsana ve insan topluluklarına soğuk davranan insan muhatabından beklentisinin altında beklemediği bir samimiyetsizlikle karşılaşmış olabilir. Ya da bir grup insanın ona karşı peşin hükümlerle benzer biçimde davrandığını düşündüğünden, o gruba karşı reaksiyon göstererek daha duygusuz içtenliksiz bir tavır geliştirebilir. Bu reaksiyon ya da kendisine (=kendi anladığına) göre hesap görme, hesabı ödetme biçimidir. Ya da daha sonra başına gelebileceğini düşündüğü olumsuzluklara karşı yeni tanıdığı/ tanımadığı insanlara karşı bir psikolojik önlem de denebilir.  Eğer hayatı boyunca karşılaştığı insanlarla  beklentilerinin altında bir seviyede olumsuzluklarla karşılaşmışsa, bu durum onda kemikleşmiş bir hale dönüşmüş olabilir.     

En güzeli soğuğun giremediği sıcak ortamlarda insanlarla güven içinde  sıcak ilişkiler geliştirerek, mutlu ve umutlu bir ömür sürebilmektir...

21 Kasım 2024 Perşembe

Mavi Bilya

Saat 08.36 olduğu halde güneş şehrin üzerine ışıklarını göndermemişti. Doğudan gelen aydınlık her yana tesir etse de pırıl pırıl   bir havada, masmavi gökyüzünde güneşin ışıklarını görememeyi bir eksiklik olarak düşünmüştü. Aklına geldikçe güneşin çıkıp çıkmadığını görebilmek için sık sık doğuya bakıyordu. Ancak güneş Kasım ayının içinde olması gereken yerden doğup yandan yandan batıya doğru ilerlediği için şehrin güneyinde sıralanan dağ silsilesi nedeniyle bir türlü şehre yüzünü gösteremiyordu. Ancak her anında bilimin ve meteorolojinin gün be gün hangi ölçülerde olması gerektiğini düşünemeyen kendisi gibi insanoğulları yaz güneşinin performansını kış güneşinden de bekliyorlardı. Bekleseler de o güneş altı ay boyunca istedikleri gibi doğup başlarının üstünden dönerek batıya doğru gitmeyecekti. Eğer kutuplarda olsalardı altı ay güneş altı ay karanlık içinde çok daha farklı bir zaman içinde yaşayabileceklerini idrak edip şükretmeleri gerektiğini de anlayabilirlerdi. Fakat insan denen mahluk kendisiyle veya  umumiyetle kendi kendine durduk yerde ürettiği dertleriyle meşgul olurken, etrafında dönen dünyanın özelliklerini unutuyor, kendine göre bir daire içinde kendi istediği gibi dönen bir dünya bir alem istiyordu.

İstese de dünyanın, alemin bir kanunu vardı. Ama, " aşkın kanununu yazsam yeniden" diyerek şarkılar yazan ve söyleyen insanoğlu, alemin değişmez kanunlarını da ille kendi isteğince ayarlamak istiyordu. Gerçekten de bu isteğine istemediği şekilde nail oldu. Küresel ısınma, çevre kirliliği, doğal dengenin bozulması, buzulların erimesi, gdo lu yiyecekler gibi kendisinin çabalarıyla oluşan sorunlar tabiatın dengesine keyfince müdahale etmesi sonucu oluşan sorunlardı. Şimdiki zamanlarda o sorunların hayatına olumsuz etkisinin sonuçlarıyla yüzleşmeye başladı. Ve bir yandan da alıştığı kirlilik yaratan konforundan, dünyanın dengesini bozan alışkanlıklarından vazgeçerek yeniden eski doğal hallerine kavuşmak istiyor. Ancak bu konuda iradesi zayıf kararlı olmadığı için sonuç alamıyor. 

Mavi bir bilyaya benzettiği dünyasını kendi elleriyle karartıyor kirletiyor yaşanmaz hale getiriyor...             (22 Kasım 2024 Cuma)

20 Kasım 2024 Çarşamba

Seviye

 Bekledi. Sabah yazıya başlayabilmek için hangi konuyu seçeceğine karar veremedi ve  bir süre sol elinde telefon sağ işaret parmağı klavye üzerinde öylece durdu. İnsanın hayatında karar ve ilk başlangıçlar önemli. İçindeki istekleri doğrultusunda bedenini harekete geçirebilmek ve o doğrultuda mantıklı akılcı kararlar alarak uygulayabilmek, hatta çok zor gelse de amacından koşulları zorlayarak vazgeçmemek irade sahibi insanda olması gereken hasletlerdendir. Bu kararlılıkta olan kişi büyük ihtimalle isteklerine ulaşabilir. İsteklerine ulaşamamış olsa bile isteklerinin yakınındadır. Ve o gayret ve çalışma isteğine yakın hatta ilk anda aklına gelmeyen başka fırsatlar da yakalamasını sağlayabilecektir. Çünkü ilk amacı uğruna yaptıkları bilgi ve kabiliyet düzeyini arttırmış, o konuda çevresine daha bilinçli bakmaya başlamıştır. İlk gayretine göre daha bilgili ve maharetli olduğundan gördüklerini yorumlaması değerlendirmesi daha farklı daha bilinçli olacaktır. Ancak hedefsiz gayesiz idealsiz durumda olan kişiyi ise, yerde duran uçmak yer değiştirmek için rüzgar bekleyen saman çöpünden ayırmak imkansızdır. Ve son bir aydan bu yana yapamadıklarını düşündüğünde, rüzgarı bekleyen bir saman çöpü kadar bile amacının olamadığına kanaat getirerek kendi haline üzüldü. Rüzgar bekleyen saman çöpünün hareketsiz beklentisine gıpta ederek yavaşça yazdıklarını kaydetti ve sayfayı kapattı.(21 Kasım 2024 - 07.41)

19 Kasım 2024 Salı

Öfke

Sohbet esnasında rahatsız eden sözlere tekrarlanan  fikirlere rastladığında bazen  tahammül edemiyor engelleyemediği bir öfke patlaması yaşıyordu. Niçin böyle oluyordu. Genel olarak sakin bir insan olduğu halde bazı zamanlarda öfkesinin zincirlerini koparıyordu. Daha sonra uzun süre kendi kabuğuna çekilerek sessizce hayatını sürdürüyordu.  Basit ve tekrar eden beğenmediği düşünceleri ifade edenler ifade esnasında suçlayıcı bir tavır içine giriyorlarsa ya da suçlandığını hissettiği an savunma amacıyla öfke patlaması yaşadığını anladı. Kendini suçladığını düşündüğü şahsa karşı savunmasındaki çaresizliği son aşamada öfke patlaması ile sonuçlanıyordu. Öfke kendisini ifade edememesinin savunamamasının anlatamamasının bir yansımasıydı. Bu sorununa nasıl çare bulabileceğini de düşündü. Muhatabın kendisine karşı sözlerini ciddiye almamak üzerine almamanın yollarını bulmanın, boşvermenin, gülüp geçmenin çözüm olabileceğine kanaat getirdi. (20 Kasım 2024 Çarşamba)

18 Kasım 2024 Pazartesi

Ayakta

Tekdüze geçen günlerin birinin daha sabahında ayaktaydı.  Ayakta demekle uyandığını gün içindeki faaliyetleri için hazırlıklar yaptığını ve mesai başlangıç saati gelmeden işe ulaşabileceği anda kapıdan çıkarak yürüyüşünü yapacağını anlatmak istemişti. Ama kısa keserek ayaklandı deyivermişti. Ayaklanmanın sosyal bir anlamının da olduğu o an hatırına geldi. Ayaklanma veya eski tabirle kıyam isyan olarak açıklanabilir. Herhangi bir konuda memnuniyetsizler bir araya gelerek memnun olmadıkları konu bahanesiyle mevcut otoriteye karşı gelmek amacıyla kurulan kısa süreli birlik. Genellikle öfkeli gürültülü yakıcı yıkıcı vahşi eylemlerle olayları da kötüye yorumlayarak gitgide amacından uzaklaşma ihtimali olan  istenmeyen bir sosyal hareket patlama türüdür. Ancak buna toplumun rahatsız olduğu konulara kulak tıkayan toplum sorunlarına duyarsız kalan toplumun dert ve isteklerini göz ardı eden yönetimlerde daha çok rastlanır. Duyarsızlık ve cehalet ardından zulmü ve baskıyı getirdiğinden ve düdüklü tencerenin basınç düdüğünün ötmesi gibi bazı uyarıları duymazdan gelen idarecilerin ihmalkarlığı sebebiyle ortaya çıkar gelişir ve yıkıcı sonuçları olabilir. O nedenle idareci halkın içinde halkla beraber halkın sorunlarına duyarlılıkla eğilerek çözümler aradığını halkına göstererek adil akıllı ve samimi olduğu konusunda onları ikna etmeli güvenlerini kazanmalıdır...(19.11.2024 Salı)

17 Kasım 2024 Pazar

Korku

 İçinde gönlünün karanlıklarında demlenen korkunun sebebi neydi. Niçin kendini mutlu ve umutlu hissedemiyordu. İçine çöreklenmiş endişe denilen çıngıraklı yılan uzak çöllere nasıl gönderilebilirdi. Bu durduk yerde çevresinde oluşan herhangi bir olumsuz olayın ardından düşündükçe gelişen geliştikçe etkisini arttıran karamsarlık oyunu muydu? Bu oyunu neşeli oyunlara döndürebilme koşulları var mıydı? Bilemediğini çözemediğini düşündü. Düşünmüş olsa da böyle devam ettiği sürece sonraki aşamaların vücut kimyası için iyiye doğru gitmeyeceğini de biliyordu. Bir an önce bu olumsuz karamboldan kurtulmalıydı. Yine düşündü ki altmış küsur yıllık ömründe nice olumsuzluklar yaşamıştı ama zaman denen kendi halinde akan ırmak alıp götürmüş hatıra denen göle taşımıştı. Sabrederse, daha da güzel olan endişe yerine endişe ettiği durumu yok edebilmek için eyleme geçebilirse hatıra denilen göle düşündüğü kirli endişeler gitmeyecek zaman ırmağı daha temiz akacak göl de kirlenmeyecekti.

Geç

 Geç geldi bu yıl rahmet. Kurtlar kuşlar, börtüler böcekler, ağaçlar çiçekler, çoluk çocuk etkilendi. İlk yağan yağmurun tıpırtısı sanki gelecek güzel bereketli günlerin hafif bir nağmesi gibi geldi. Bir süre sonra yağmur dindi. Yerini her yanı saran bir sessizlik aldı. Sadece gükyüzünde güneşle köşe kapmaca oynayan kara bulutların Spil dağının zirvesinin çevresine yerleşmek için sürdürdüğü manevralardan anlaşılan kuzeyden rahmetin yakın zamanda soğuk havayla birlikte şehre ineceğiydi. Nice canlı mahluk aralıklarla inen rahmetten nasibi kadar nasiplenerek sükunetle her zamanki meşgalelerine daldılar. Ovalarda zeytin ağaçlarının altında zeytin toplayan ve yağmur nedeniyle işlerini erteleyenler çamur kuruyunca yeniden devam etmek üzere işlerine paydos ettiler. Beklenen yağmurun gelmek için tereddüt etmesi yeryüzünde işlerini yağmura bağlı sürdürenleri de etkiliyordu. Ve yağmasını da da yağmamasını da kabul etmekten başka inisiyatifleri yoktu.

13 Kasım 2024 Çarşamba

Cevap

 Hayatın içinde çeşitli sorunlarla mücadele etmekten bıktığında ümitleri mücadele azmini arttırıyordu. Ümitleri neye dayanarak azmini arttırıyordu sorusunun cevabını aradığında ümitlerini besleyen kaynakların neler olabileceği sorusuna ulaştı. Stresli uykusuz gecelerinde kısa süreli uykularında gördüğü güzel rüyaları mı, uyumak üzere gözlerini kapattığında önünden geçmeye başlayan hayalleri miydi? Ya da yaşadığı sorunların çözümünde bulabildiği bazı basit çareleri uygulayabilmesi miydi? Onun gamlı kederli halini görüp teselli edip destek veren dostları mıydı? Diye düşünürken herbirinin yerine göre az çok etkisi olduğuna kanaat getirdi. Yattığı yerden yavaşça doğruldu. Doğuya bakan penceresindeki perdeyi açınca sabah güneşinin ilk ışıkları gözlerini kamaştırınca "işte bu" diyerek gülümseyerek perdeyi örttü... Aradığı cevabı bulmuştu.

Temkin

 Yürürken bastığı yeri bile kontrol ederek ilerleyen bir insanın hayatındaki tüm faaliyetlerini de aynı temkin ve hassasiyet içinde sürdürdüğü tahmin edilebilir . Temkinli insanın gelecek hayallerini ve planlarını da takip ettiğinizde aynı dikkatin aynı özenin devam ettiği anlaşılabilir. Kışın kapalı bir havada sabah saatlerinde sokakta yürüyen şemşiyeli insanlara baktığınızda ekseriyetinin botlarını ve pardesülerini de giydiklerini  görebilirsiniz . İşte bunlar temkinli tedbirli insanlardır. Temkin ve tedbir arasında ne fark vardır diye sorulduğunda hazırlık ve uygulama aşamalarındaki farktır denebilir. 


10 Kasım 2024 Pazar

Keyif

 İnsanın bir şekilde keyfinin kaçmasının adıdır hastalık. Bu çağda her keyifsizlik bir hastalık olarak adlandırılabilir. Çünkü ana bilim  dalları alt dallara ayrıla ayrıla her tür sıkıntılı durum bir noktada bağlantı kurulara hastalıklarla ilişkilendirebilir.  Ruh ve bedenle ilgili önemli ya da önemsiz nice sıkıcı durum bir öncesindeki dengesizliğin göstergesi olma ihtimalini içerebildiğinden hayatımızın içindeki bir çok keyifsizlik sonuçta rahatsızlıklarla ilgili olduğu şüphesi vardır. Vardır ve özellikle halk tarafından kendilerine hastalık hastası denilen bir sıfatla tanımlanan hassas bünyeye sahip insan kitlesi bu konuda en uç örnek olarak gösterilebilir. 

Temizlik

 Temiz. Temizlik. Ruhen bedenen ve etki çevresi olarak temiz olmak ve temizliğe katkı sağlayacak eylemler yapmak. Bu kelimeyi duymak düşünmek bile kendi içinde bir pozitiflik kaynağı. Temizlenme arınma aklanma paklanma iyileşme birbirini tamamlayan içiçe geçmiş kelimeler. Ruhen ve bedenen temizliğine dikkat eden kişi ruh ve beden sağlığını da düzeltmiş düzenlemiş olur. Temiz kişinin yanında bulunan kişiler başka noktalarda bulundukları zamanlara göre daha şanslıdırlar. Ve o temizlik onları da olumlu yönde etkileyerek temizlik yönünde gelişmelerine vesile olur. Temizlik güzel bir şeydir.(10 Kasım 2024 Pazar)

9 Kasım 2024 Cumartesi

Gereklilik

(17.Kasım 2024 Pazar)  Akşamın bittiği gecenin başladığı saatlerdi. Söz verdiği işi yapamamanın gerginliği içinde blog sayfasını açtı. Gergin de olsa geç de olsa görevini yapmanın rahatlığına ulaşmak istiyordu.  Er geç öncelikle yapması gerekenleri yapmayı öğrenecekti. Sorumlu olduğu işleri yapmama sorumsuzluğu söz veren şahıs için kişilik seviyesini azaltan bir durumdu. O nedenle yapılması gerekeni zamanında tam ve kâmil olarak tamamlamak kişinin vicdanen de müsterih olmasına sebep olur. Vazifesini yapanlara has gönül huzurunu yakalar. Ruhen ve vicdanen rahatlığı bedenen rahatlamasına da yol açar. Çünkü ruhi gerginlikler sinir sistemini ve beden kimyasını etkilediğinden zamanla diğer fiziki yapılarının da bozulmasına sebep olabilir. Her koşulda düşündüğü söz verdiği hayırlı eylemleri yapabilme gayret ve cesareti vermesini Rabbinden  niyaz etti. 

8 Kasım 2024 Cuma

Mesuliyet

 Üzerine vazife olan bir işi her gün yaptığı halde bir gün sorumsuzca yerine getirmiyorsa ve bunu hatırladığında hemen klavye başına koşup görevini yapma gayretine giriyorsa bu şahısa ne denmelidir. Bu şahısa güvenilip yeni vazifeler verilir mi? Bu şahıs kendi kendine üstüne vazifeler alıp yapacağına söz verip bırakabiliyorsa içinde onu sorgulayan vicdanına ne cevap verecektir. Kısaca düzen ve mesuliyet birbirini tamamlar. Buna dikkat edilirse ve bu dikkatin içinde biraz samimiyet varsa pişman olduğunu sonraki zamanlardaki eylemlerinde aynı hataya savsaklamaya düşmeyerek ispatlayabilir. Göreceğiz... (7.11.2024...saat; 19.00)

7 Kasım 2024 Perşembe

Dinamizm

Bu günlerde iş yerinde meşguliyeti fazlalaşmıştı. Ama işinin gereğini layıkıyla yerine getirmek için emeğinden gayretinden taviz vermiyordu. İş işti. Sevse de sevmese de kendisine emanet edilen ve karşılığında ücretini de aldığı işini elinin aklının yettiği sınıra kadar yapmak durumundan başka bir bahane düşünmek onun yapısına tersti. Ya yaparsın ya da yapmayıp çıkarsın. Hem yapmamak hem de bulunduğu mevkiin nimetlerinden yararlanmak sorumluluk sahibi olduğunu düşünen kişilere ters bir huydu. Olmamalıydı. Bulunduğu iş yerinde kendisine verilen görevi gönülsüzce yerine getiren ve verimsiz sonuçlar ortaya koyan kişilerin hayata da samimi bakamadığını düşündü. 

Hayatı dolu dolu yaşamak nedir diye bir soru geçti aklından. Hayatı gereği gibi yaşayamamak diye benzer bir cümle ile tamamladı. Sonra eldekini takdir etmek, ele geçene nasibine şükretmek geldi. Şükrederken daha iyiye ulaşma çabası içinde olmayı da ekledi. Gününü ve imkanlarını daha iyiye güzele doğruya hakka yönelik olmayı düşündü. Düşündü. Düşündü ve düşündüklerini elleriyle klavyeye raks ettirerek yazmaya devam etti.

Artık bugünlük çalışma saatinin son zamanlarına gelmişti. Son işlerine bitirmek için masasını kontrol etti. Dosyalarını sıraladı. Arkadaşlarına baktı. Arkadaşları günün son dakikalarını büronun doğuya bakan pencerelerinden binanın önünden geçen yolu ve büroya gelen değerli misafirleri inceleyerek eleştirmeye gülüşmeye konuşmaya devam ettiler. Genç olmanın getirdiği dinamizm ve heyecan onların hal ve hareketlerinden anlaşılıyordu.

Dinamizmin gençlikle ve yaşla ilgisi var mıydı? Yoksa hayata bakışın insana verdiği bir hususiyeti miydi.? sorusu ile sayfayı sonlandırdı. 

5 Kasım 2024 Salı

(Başlangıç 1 )11.Ekim 2024 Cuma

İşte sonunda oldu. Kaç dakikadır başlamak istediğim yazma işine başladım. Hızla aklıma ne gelirse yazıp kapatmam istendi. Bu Cuma sabahı işe gitmeden önce daha sabah kahvaltısına başlamadan önce güne başlarken ya Bismillah diyerek başladık. Hayırlı olsun. Geriye bakmak yok.

Sadece hızla yazmak. Durmadan düşünmeden düzeltmeden elemeden eklemeden yazmak. Bir gün geriye dönersem sildilerime saçmalıklarıma bakacağım. Ama yakın zamanda olmayacak bu. Hayatım bir fabrikanın seri imalat bandındaki parçalar gibi ilerliyor. Bir sonraki aşamada bu bantta giden parçaya ne olacağını bilmeden sırasıyla giden üretim ögesi gibiyim. Günlerin nasıl ilerlediğinin farkına varamadan günün bittiğimin akşam karanlığı bastığında anlıyorum. Bazı zamanlarda haftanın neresinde olduğum bile meçhulleniyor. O kadar tek düze ki.... Ve sanki dalgasız çırpıntısız uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasında küçük kayığında küreklerini suya atmış kürekçi gibi çaresiz ancak endişesiz bir sükunetle etrafı yatıyorum. Gözlüyorum. Bu duruma herhangidir müdahalem de yok. Yok... Kendi kendine akıp gitmiyor veya belki de akıyor ama farkında değilim. Değilim. Ömür demen şey tamamlasak için sakince sayılı nefeslerini doldurmaktan başka gayesi kalmamış avarelerden mi oldum diye sormak dahi aklımdan geçmiyor. Ama bu haline de şükür . Gücümü toplayınca yine yeniden kımıllar gibi kımıldamaya başlarız. Faydalı işler yapabilir ümidiyle bu günlük bitiriyorum. Elhamdülillah. (11 Ekim 2024 Cuma Saat 08.15)

2 Kasım 2024 Cumartesi

Her Kişi

Keyfi kaçalı yaklaşık dört gün olmuştu. Burnu damlamaya ateşlenmeye ve hapşırmaya başladıktan bir gün sonra sağlık ocağına gitmiş ilaç yazdırmıştı ama ya ilaçların etkisi yetersiz gelmişti ya da rahatsızlığı bir başka sebeple artmıştı. Sağlığının düzgün olmaması insan denen canlının keyfini etkileyen birinci sebebtir. Diğer sebepler sıralanmaya başlansa çok uzayabilir. Ama en önemlisi eldekilerle, var olanla yetinemenek elinin altında sahip olduklarına burun kıvırmaktır. Bir yönüyle şımarıklıktır. Diğer yönüyle nankörlüktür. Ancak insanoğlu çiğ süt etmiştir sözü ile ifade edilmeye çalışıldığı gibi kadir bilmezlik yaparak daha çoğunun peşinden koşar... İnsanın fıtratında olan bu özelliği olumlu yönde kullanırsa gelişmeye kalkınmaya vesile olur. Eldekilere şükrederek hamdederek  paylaşarak meşru çerçeveden ayrılmadan nankörlük çiğlik etmeden de daha iyiye ulaşma çabası yapanlar da vardır ve bunlar yaşadığı dönemde hem insanların hemde ahirette de yüce Rabbimizin takdiri ve mükafatına nail olacaklardır. Ancak bunu başarmak  hem kolay hem de zordur.  Nefsini ne kadar terbiye ederse o kadar kolay ne kadar nefsine uyarsa o kadar da zor bir iştir. Bir yönüyle imtihandan geçtiğimiz sınırlı süreli dünya hayatının bize bahşedilen zamanı içinde önüne çıkan olayları ve maharetleri ve maharetlerini bağlı kabiliyetleri ile ortaya çıkardığı faydalı sonuçların toplumla içtenlikle paylaşabilmesinin denemesidir testidir. Bu testi başarabilmek her kişinin değil er kişinin marifetidir denir. Er kişilerden olabilmek er kişilerle bir arada bulunabilmek dileğiyle... (3 Kasım 2024 saat 08.02 Pazar)

Bir beyaz örtü

Bu sabah yataktan kalktıktan sonra yatağının yanındaki pencereden dışarıya baktığında mavi gökyüzünü göremedi. Dağları göremedi. Her yanı ka...