12 Eylül. Takvimde sıradan bir gün.Ancak kırk yıl önce bu memlekette yaşayanlar için ise anlamı var. Üzerinden geçen bunca yıla rağmen, 11 Eylül 1980 deki Türkiye bir daha geri gelmedi. Geriye bakıldığında o gün için kazanım sanılan anarşinin durması dışında bir yararı olmadı. Hala yeni bir anayasa yapılamadı, hala 12 Eylül anayasası kırpılıp uzatılıp kısaltılarak iktidar sahiplerince kullanılmaktadır. 12 Eylül den itibaren aşama aşama ülke değişti, değiştirildi. Ve şu an itibari ile gelinen noktanın çok da olumlu olmadığı gözlemleyenler düşünenler tarafından ifade ediliyor. 12 Eylül de kurulan bir zemberek memleket insanının boğazında gitgide daha da sıkılaşıyor. Dünyanın merkezinde özel bir coğrafyada üç tarafı denizlerle, toprakları bereketli ovalarla ve dünyanın en güzide insanlarıyla dolu bu ülkede, o insanlara fırsatlar imkanlar verilemiyor. Ülkenin her türlü kaynağı yanlış hesaplarla heder ediliyor. Üzücü. Demokrasisinden,ekonomisine, üniversitesinden sendikasına adaletinden bürokrasisine kadar zembereğin çemberi daralmaya devam ediyor. Bundan etkilenmeyenler ya da kurtulanların hususiyetlerine karakterlerine bakıldığında ise; güç odaklarına göre pozisyon alıp çıkarlarını geliştirmek ceplerini doldurmak için manevra yapmayı çok iyi bilen renksiz, fikirsiz idealsiz bukalemunlar olduğu anlaşılıyor. Ve bu çıkarları peşinde koşanlar yüzünden iyi niyetle faydalı girişimlerde bulunmak isteyen bir kısım yetkililer de yanıltılıyor. Eskilerin cibiliyetsiz dedikleri bunlar mıydı? Eminiz er ya da geç cibiliyetsizlerin ehliyetsizlerin kabiliyetsizlerin hakimiyetinin bittiği, güzel güneşli günlerin yeniden doğacağı korkusuz endişesiz, yeşil ovalara doğru özgürce türküler söyleyip omuz omuza halaylar atacağımız haykıracağımız coşacağımız günler gelecektir.
Bu bloğu oluşturmaya Temmuz ayı içinde,sıcak bir öğle sonrasında başlamıştım.Aklıma ilk gelen kelimeyi yazıvermişim başlığa...
11 Eylül 2020 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Arkadaş
Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...
-
Dün Arkadaşım İsmail le öğle arasında çarşıyı dolaştıktan sonra işyerinin merdivenlerine çıkmadan önce İsmail eliyle kırmızı plakalı bir yük...
-
"Samsunda dünyanın üçüncü büyük oyuncak müzesi kuruldu. Sunay Akın ın konsept danışmanlığı yaptığı müze iki milyon TL ye mal oldu.&quo...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder