18 Haziran 2018 Pazartesi

Ramazan Sonrası

Nihayet Ramazan ayı da bitti. Üç gün üç gece süren kutlamalar yaparak, bayram yaparak  uğurladık gelecek seneye kadar. Ama Ramazan'ın o sükuneti hala bünyemizi etkilemeye devam ediyor. Bedenimizin, özellikle midemizin terbiyeli terbiyeli yerinde durması, kazınmaması, yiyecek diye azıtmaması ne hoş. Bu rahatlık ister istemez ruhumuzu da olumlu yönde etkiliyor. Gıda ürünlerine, yiyeceklere, dünyanın ahvaline karşı bu kayıtsızlık -ne zamana kadar süreceğini bilemesek de- bu sükunet gerçekten hoşnutluk veriyor. 
Eğer bu durumu uzun süre devam ettirebilse insan, bir dervişin dünyaya bakışını, bir hint fakirinin umursamazlığını, bir fransisken papazının vurdumduymazlığını yakalayabilir. Dağ başlarında yaşayan hayatı idame derdindekiler gibi, bir lokma bir hırka, sadece hayatı sürdürebilecek yeterlilikteki ihtiyaçlarının karşılanmasıyla mutluluğunu çoğaltabilir.  
Kendine yetebilmek, hırslarını yenerek fazlalıklardan vazgeçmek, her ne kadar üretim ve tüketim ekonomisinin çarklarının dönmesini olumsuz yönde etkilese de dünyadaki kaynakların daha uzun süre yetmesine ve bozulmamasına yol açacaktır. 
Ne ozon tabakasının delinmesi, ne küresel ısınma, ne buzulların erimesi, ne de kuraklığın ekvator çizgisinden aşama aşama kuzey yarım küreye doğru etki alanını genişletmesi olacaktır. Her şey aslına doğru rücu edecektir.
(1985 li yıllarda Çernobil Nükleer Santralinin patlamasıyla beraber çevresindeki büyük bir alan insanlar radyasyondan etkilenmesin diye çok hızlı boşaltılmış, insansız alan  haline getirilmişti. Geçen günlerde bir televizyon ekibi gerekli tedbirleri alarak o bölgeyi gezmiş. Kütüphanelerde kitaplar dağılmış ve yıpranmış, binalar yıkılmış, demir eşyalar çürümüş, o bölgenin ana  yeşillik örtüsü yavaş yavaş ortaya çıkmış ve kurtlar çoğalmış. Kurt, yaban hayatının temel canlılarındandır. Özetle, insanlığın içinde kendi nesline bile zararı olan bir kısım adem oğlu, kirli ellerini geri çekince doğa aslına dönmeye başlıyor...)
Bu konuda;1995 yılında Yellowstone Milli Parkına salınan 14 kurdun yarattığı değişimler doğanın muhteşem yapısına örnek olacak cinsten kurtların milli parka bırakılmasının ardından parkın ekosisteminde hayret edilecek cinsten değişimler gerçekleşiyor. 
(https://odatv.com/14-kurt-neyi-degistirir-demeyin-2805171200.html)
Türkiye de de böyle bir girişim için 5 kurt doğaya bırakılıyor. Bir yıl sonra 3 ü ölüyor.
Yani geri çekildiğinde arsız insanlık doğa kendini tamire yeniden başlıyor.
Savaşlar, paylaşım savaşları da olmayacaktır. Büyük sermaye sahiplerinin dünyayı çıkarları için kullanması, manupule etmesi de olmayacaktır. 

Elindeki ile yetinmek, elindeki ile yaşamı sürdürmeye çalışmak...
Yunus Emre;
Mal da yalan mülk te yalan. 
Var biraz da sen oyalan. 
Mal sahibi mülk sahibi. 
Hani bunun ilk sahibi" diye ne güzel söyleyivermiş.

Sadece kanaat... "kanaat tükenmez hazinedir" deyimi de bu  anlatılanları özetleyen bir ifadedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...