6 Ekim 2017 Cuma

Suyun Akışı

Su bir çok konuda yol gösterir düşünüp ibret almak isteyenlere. Her hangi bir tahrik eden olmazsa yatağında sakin sakin akar. Amacına yani  hedefi olan aşağıdaki denize kavuşma umudunun önünde engel olmazsa, sabırla sükunetle döne döne, kıvrıla kıvrıla akar durur. 

Ve akarken içindeki balıklara yengeçlere köklerini içine salmış ağaçlara hayat verir. Kenarındaki bağlara bahçelere, etrafındaki  kurtlara kuşlara, börtüye böceye, köylere köylülere destek olur. Onun sakin ama ciddi biçimde iç yapısına bilenlere hep yardımcıdır. Bazen yayılır ovanın yüzüne geçilebilsin diye, bazen daralır üzerine köprüler kurulsun diye. Onun haleti ruhiyesini çözenler onunla dostluk içinde işbirliği yaparak yaşar giderler. Bilmeyenlerse girdapları içinde kaybolur giderler. 

Ancak onun da deli zamanları vardır. Bahar geldiğinde, karlı dağların başlarındaki karlar çözüldüğünde, bir an evvel denize dönmek gayretiyle suyu ve yatağını sıkıştırırlar. O da dağ sularını, kar sularını bir an evvel deniz ulaştırmak için debisini arttırır. 

İşte bu zamanlarda çok öfkelidir. Yanına yanaşılmaz olur. Köpürür taşar koşar gider, amacı bir an önce üzerinde bulunan emaneti denize iletmektir. O günlerde huyunu bilenler sabırla beklerlre öfkesi yatışsın diye. Zaten beklemeseler de yapacakları bir şey yoktur. Dinlemez kimseyi, önüne geleni katar götürür denize. Üzerine yapılan köprüler sıkar onu, yanına yapılan evler, etrafındaki bağlar bahçeler sıkar...Kimseyi görmez olur gözleri ne çıkarsa devirir... Öyledir işte...

(Her insanın deli çağları vardır deli sular gibi. O deli çağlarda sakinleşinceye kadar, köpükleri duruluncaya kadar yanına yaklaşılmamak akıllıca olur.)

İnsanoğlunun akıllıları çözmüşler suyun bu halini, yüksek köprüler yapmışlar ki öfkeleninde yıkamasın, bentler barajlar yapmışlar öfkesini dindirmek için gücüne ket vurmak için. Elektrik, sulama, gibi işlerini görmek için ehlileştirmişler. Deli deli akışlarını borulara sokarak elektrik, kanallara akıtarak sulama yapmışlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar er yada geç denize ulaşmasına mani olamamışlar. Ya da onun denize ulaşma sevdasını kullanmışlar. Sevdasından menfaat elde etmişler. 
Amacı/hedefi/sevdası umman olunca, karışmazlarsa sakin sakin yollar bularak hangi yön kendini ummana götürecekse o yöne akışarak ilerlemiş.
Önüne, aşamayacağı engeller çıktığında, önce altlarda bir delik, bir gedik aramış yer altından kaçıp gideyim diye. Bu olmayınca beklemiş, birikmiş ardından gelen sular yardımcı olsun diye. Ardından gelen sular çoğaldıkça seviyesi de gücü de artmış ve onun denize inişini durduran/geciktiren engeli aşma seviyesine geldiğinde, -bir santimetre bile daha  yükselmeden- yüksek mi alçak mı tehlikeli mi tehlikesiz mi diye düşünmeksizin  hemen en uygun gördüğü yerden salıvermiş -ne kadar yüksek olursa olsun- kendini aşağılara , bazen çağlayarak (belki de denize kavuşması engellendi diye ağlayarak ) inmiş köpürerek aşağılara...(06.10.2017)
İnsanların da yaratılışlarına uygun bir emelleri varsa, su gibi er ya da geç emeline ulaşır. Gün olur engellerin önünde zamanı gelinceye kadar bekler, zaman gelir engelleri aşar gider.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...