29 Haziran 2017 Perşembe

Ramazandan Sonra

Ramazan biteli dört gün oldu. Dün de bayram bitti. Ve dünden itibaren hayat -Ramazan öncesi- bıraktığımız yerden devam etmeye başladı. 
Sabah işyerine tam zamanında geldim  ve personelinin yarısı izinli olan büroda beklemeye başladım. Diğer birimlerde çalışanlar birbirinin geçmiş bayramlarını kutluyorlar... 
Sistemde yeni gelen ve hemen bitecek  bir görev olmadığından internette araştırma (!)  yapıyoruz.

Ancak mesai saatleri ilerledikçe havanın sıcaklığı artmaya başlıyor.  
Gün devam edip güneşin ışıkları batı yarım kürenin sonuna yaklaştığında, işyerinden ayrılıyorum. Güneş gözlerimi kamaştırmasın diye şapkamı öne doğru eğdikten sonra bisiklete binip çarşı içinde devamlı kullandığım  yoldan  eve doğru gidiyorum.

Evde herkeste bir bezginlik, sıcaktan kurtulmak için serin yer arayışı, ama nereye gidilirse gidilsin nafile, sıcak her yerde .
Ev; en üst, en son kat olduğundan, güneşi her yönden alıyor. Davetsiz misafir gibi ya camlardan ışığıyla ya da kızgın duvarlardan ısısıyla, hararetiyle evimize giriyor. Bu kadar sıcak ve samimi bir misafir evde yaşayan bizleri sıkıyor, terletiyor, Bir an evvel gitmesini bize uygun uzaklıklardan sadece bir kuru selam vererek geçmesini istiyoruz. Her şeyin aşırısı zararlı.

Güneş de sonunda istenmediğini anlamış olacak ki sessizce  ve bizlere farkettirmeden evden ayrılarak batıdaki  dağların ufuklarından sesleniyor ışıklarına ve biraz bize küskün bir edayla terkediyor şehrin ufuklarını. Dalga dalga azalan ışık, merhale merhale loşluğa ve ardından gelecek karanlığa hazırlıyor bizleri.  
Akşam yavaş yavaş çöküyor. Karanlıkla beraber bir efkar yayılıyor yalnız, hassas kırılgan gönüllere. 
Gün başka diyarlara göç etsede ardında duvarlara yollara, vasıtalara görünmez bir yapışkan mayi gibi bıraktığı sıcaklık durmaya devam ediyor. O gecenin bir yarısına kadar bizlerle yaşamaya hemhal olmaya devam ediyor. 
Gecenin bir yarıısnda bizlerin haline her daim acıyan Rabbimiz hafif bir yel estiriyor şehrin sokaklarına.
Ve Temmuz sıcaklarında bu şehrin içinde yaşamaya çalışan bizler, ancak o saatten itibaren bir nebze ferahlayabiliyor ve yarı baygın halde uykulara dalabiliyoruz.(29.06.2017)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arkadaş

Uzun yıllardan beri tanıdığı, ne zaman rastlasa yüzünden tebessümü eksik olmayan  nazik naif bir insandı. Gençlik yıllarından beri içinde ya...