Kasım ayına geldik. Bir kısır döngü halinde her yıl aynı takvim yapraklarını -sadece yıl hanesi değişmiş olsa da-çevirip duruyoruz sanki. Fakat eğer aynanın yanına koymuşsanız takvimi, her yeni gün yeni başlayan eskilikleri gösteriyor bize aynalar. Yeni başlayan eskilikler mi desem, eskimekte olduğumun belirtileri mi. Cahit Sıtkı Tarancı en güzelini söylemiş... Bu konuda başka sözler gereksiz kalıyor.
Havalar -önceki Kasım ayında olduğu gibi-gitgide soğuyor. Hırkalar kazaklar kışlıklar çıkarıldı bile geçen baharda yerleştirildiği yerlerden. Yerlerine yazlıklar. Büyük oğlum bile 17-18 yaş dumanları arasında farketti havanın soğumakta olduğunu ve geçen gün ilk defa kolsuz atletini giydi içine. Bu durumda benim de yün süeterimi giyme zamanım gelmiştir demektir. Küçük oğlumla eşyaları karıştırırken abisinin eşyaları çıktı önümüze. Abisi dünyanın en meşgul ergeni olduğundan kullanmadığı giysilerinin bazılarının kendisine küçüldüğü kardeşine denk geldiğinin de farkında değil. Gel oğlum dedim dene şu elbiseleri. İstemeyerek sırayla denemeye başladı. Üzerine denk gelenleri ayırdık. Kendisine küçük gelenleri amcaoğluna daha da küçük olanlarını da küçük panter halaoğluna vermek üzere .
Bu bloğu oluşturmaya Temmuz ayı içinde,sıcak bir öğle sonrasında başlamıştım.Aklıma ilk gelen kelimeyi yazıvermişim başlığa...
13 Kasım 2012 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bir beyaz örtü
Bu sabah yataktan kalktıktan sonra yatağının yanındaki pencereden dışarıya baktığında mavi gökyüzünü göremedi. Dağları göremedi. Her yanı ka...
-
Nüfus kaydına göre altmışiki yıl önce Gediz ovasının doğu kısmında bulunan Salihli'de, Annem ve babamın ifadelerine göre Mayıs ayının il...
-
Dün Arkadaşım İsmail le öğle arasında çarşıyı dolaştıktan sonra işyerinin merdivenlerine çıkmadan önce İsmail eliyle kırmızı plakalı bir yük...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder